Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kuş uçumu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuş uçuşu


kuş uçurmamak (veya uçurtmamak)
Anlamı:

1. hiçbir şeyin veya kimsenin kaçmasına, geçmesine imkân vermemek

Örnek:

1. Zavallının yanına kimseyi sokmaz, bağından, bahçesinden kuş uçurmazmış.

1. Zavallının yanına kimseyi sokmaz, bağından, bahçesinden kuş uçurmazmış.

2. Müdür sıkı bir kasket yoklaması yapıyor, kapıdan kuş uçurtmuyordu.

2. Müdür sıkı bir kasket yoklaması yapıyor, kapıdan kuş uçurtmuyordu.


kuş uçuşu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki nokta arasında doğrultu yönünde alınan mesafe, kuş uçumu


kuş uykusu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tavşan uykusu


kuş üzümü
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Siyah, çok ufak taneli, çekirdeksiz bir tür üzüm


kuş vardır eti yenir, kuş vardır et yedirilir
Anlamı:

1. `öyle kişiler vardır ki acımadan en ağır işte kullanılır, öyle kişiler de vardır ki iş gördürmek şöyle dursun onlara hizmet edilir`


kuş yemi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuşlara yedirilen çeşitli tahıl taneleri, dane


kuş yuvası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuşun içinde barındığı yer


kuşa benzemek (veya dönmek)
Anlamı:

1. bir şey düzeltilmek istenirken komik veya biçimsiz bir duruma gelmek


kuşa kafes lazım, boruya nefes
Anlamı:

1. `bir şeyden yararlanmak için kullanılacak araç, onun niteliğine uygun olmalıdır` anlamında kullanılan bir söz


kusabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kusabilmek işi


kusabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kusma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Kusma becerisi bulunmak


Kuşadası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aydın iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ku'şadası

küşade
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Açık, açılmış


Lisan : Farsça guşāde

Telaffuz : küşa:de

kuşak

İlgili Kelimeler:

kuşak bağlama, ılıman kuşak, ısı kuşak, orta kuşak, sıcak kuşak, şal kuşak, tropikal kuşak, yeşil kuşak, ağız kuşağı, Burçlar Kuşağı, dalga kuşağı, deprem kuşağı, ebekuşağı, ebemkuşağı, gayret kuşağı, gelinkuşağı, gökkuşağı, hacılarkuşağı, küre kuşağı, meryemanakuşağı, orman kuşağı, reklam kuşağı, ses kuşağı, yağmur kuşağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bele sarılan uzun ve enli kumaş

Örnek:

1. Emin olmak için kuşağından bir ayna çıkarıp camı bile çizdi.

1. Emin olmak için kuşağından bir ayna çıkarıp camı bile çizdi.

2. Sağlamlığını artırmak için bir şeyin çevresine geçirilen ağaçtan veya metalden bağ

3. teknoloji , teknoloji , teknoloji , teknoloji , Bir ürünün, bir aygıtın teknolojideki ve bilimdeki gelişmeye göre üretilen yeni biçimleri

4. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , Yeryüzünde veya herhangi bir gök cisminde belli şartları sağlayan bölge

Örnek:

1. İklim kuşakları. Zaman kuşakları.

1. İklim kuşakları. Zaman kuşakları.

5. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Yeryüzünün kutuplar, kutup daireleri ve dönencelerle belirlenen beş bölümünden her biri, küre kuşağı

Örnek:

1. Isı kuşak.

1. Isı kuşak.

6. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin topluluğu

Örnek:

1. Daha çok yeni kuşak şairlerin ürünlerine yer veriyoruz.

1. Daha çok yeni kuşak şairlerin ürünlerine yer veriyoruz.

7. matematik , matematik , matematik , matematik , Bir küre yüzeyi, paralel iki düzlemle kesildiğinde iki kesitin arasında kalan bölüm

8. sinema , sinema , televizyon , televizyon , sinema , sinema , televizyon , televizyon , Henüz birleştirilmemiş ses ve görüntü taşıyan filmler

9. televizyon , televizyon , televizyon , televizyon , Televizyonda programlar için ayrılmış özel zaman dilimi

Örnek:

1. Çizgi film kuşağı.

1. Çizgi film kuşağı.

10. toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , Yaklaşık yirmi beş otuz yıllık yaş kümelerini oluşturan bireyler öbeği, göbek, nesil, batın, jenerasyon

Örnek:

1. Bugünkü kuşak benim kuşağımın bir hikâyesini dinlemelidir.

1. Bugünkü kuşak benim kuşağımın bir hikâyesini dinlemelidir.


kuşak bağlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düğün sırasında baba veya başka bir aile büyüğü tarafından gelinin beline kırmızı kurdele dolama

Örnek:

1. Baba belindeki şal kuşağı çözer, gelinin beline bağlar, iki genci el ele verir, bu merasimin adı kuşak bağlamadır.

1. Baba belindeki şal kuşağı çözer, gelinin beline bağlar, iki genci el ele verir, bu merasimin adı kuşak bağlamadır.

2. Tarikatlarda, medreselerde belli bir düzeye gelen öğrencilere kuşak takma töreni, kemer bağlama

3. spor , spor , spor , spor , Karate, judo gibi Uzak Doğu sporlarında aşama kaydetme


kuşaklama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuşaklamak işi

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Kuşak biçiminde


kuşaklamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kuşaklarla sağlamlaştırmak


kuşaklanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuşaklanmak durumu


kuşaklanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kuşaklama işine konu olmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çepeçevre sarılmak

Örnek:

1. İstanbul, gecenin karanlığını bir cadde genişliğinde delip geçen bir ışık çemberiyle kuşaklanmıştı.

1. İstanbul, gecenin karanlığını bir cadde genişliğinde delip geçen bir ışık çemberiyle kuşaklanmıştı.


kuşaklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kuşağı olan

Örnek:

1. Kıpkızıl ve gırtlaktan aşağı kuşaklı gömlek, tuhaf bir kasket ve elde silah!

1. Kıpkızıl ve gırtlaktan aşağı kuşaklı gömlek, tuhaf bir kasket ve elde silah!


kuşaksız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kuşağı olmayan


kuşanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuşanabilmek işi


kuşanabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kuşanma ihtimali veya imkânı bulunmak


kuşandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuşandırmak işi