92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kurutmaya yarar, kurutmak için ayrılmış
1. Kurutmalık biber.
1. Kurutmalık biber.
buhar kurutucusu
1. isim , isim , isim , isim , Nemi, ısı veya hava akımıyla uzaklaştırıp içine konulan maddeleri kurutan alet
1. Çamaşır kurutucusu. Saç kurutucusu.
1. Çamaşır kurutucusu. Saç kurutucusu.
2. Boya ve parlatıcıların çabuk kurumalarını sağlamak amacıyla içlerine katılan madde
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kurutulması ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kurutma işi yapılmak veya kurutma işine konu olmak
1. -i , -i , -i , -i , Çabucak kurutmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yok etmek
1. Oyuna gelenlerin işi sağlama almaları dudaklarımdaki gülüşü kurutuverdi.
1. Oyuna gelenlerin işi sağlama almaları dudaklarımdaki gülüşü kurutuverdi.
Telaffuz : kurutu'vermek
1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya kısa zamanda kurmak
Telaffuz : kuru'vermek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kuruma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İşe yaramaz, kötü
1. Senin kuruyasıca huyunun bana ziyanı olmasa ben de kırkyıl söylemem. Ziyanın bana dokunuyor.
1. Senin kuruyasıca huyunun bana ziyanı olmasa ben de kırkyıl söylemem. Ziyanın bana dokunuyor.
2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Mahvolsun, ölsün` anlamlarında bir ilenme sözü
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak kurumak
1. Batum'da yağmur kırk gün kırk gece yağsa da güneş bir açtı mı, çakıl taşı döşeli sokaklar saniyesinde kuruyuverir.
1. Batum'da yağmur kırk gün kırk gece yağsa da güneş bir açtı mı, çakıl taşı döşeli sokaklar saniyesinde kuruyuverir.
Telaffuz : kuruyu'vermek
1. isim , isim , isim , isim , Vatikan'ı yöneten yürütme ve yargılama organlarının bütünü
Lisan : İngilizce curia
Telaffuz : ku'rya
1. isim , isim , isim , isim , Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kimse
2. Posta, kargo, mektup vb. gönderileri alıcıya ulaştıran kimse
3. Uçakla gönderilen mektup, koli veya havale
4. Düzenli olarak ticari bir hizmet gören taşıt
Lisan : Fransızca courrier
kuş bakışı, kuşbaşı, kuş beyinli, kuş bilimi, kuşburnu, kuşdili, kuş dili, kuşekmeği, kuş evi, kuşgömü, kuşgözü, kuş gribi, kuşhane, kuş iğdesi, kuş kafesi, kuşkanadı, kuş kirazı, kuşkonmaz, kuş lastiği, kuşlokumu, kuş otu, kuşpalazı, kuş sütü, kuş tüyü, kuş uçumu, kuş uçuşu, kuş uykusu, kuş üzümü, kuşyemi, kuş yemi, kuş yuvası, akkuş, alıcı kuş, avcı kuş, baykuş, boğmaklı kuş, karakuş, kurt kuş, makaralı kuş, yırtıcı kuş, ardıç kuşu, arı kuşu, balaban kuşu, bayır kuşu, borazan kuşu, can kuşu, cennet kuşu, çakıl kuşu, çalı kuşu, çavuş kuşu, çayır kuşu, çekirge kuşu, çulha kuşu, dalgıç kuşu, deve kuşu, devlet kuşu, fırtına kuşu, Flaman kuşu, gece kuşu, gelin kuşu, guguk kuşu, hak kuşu, hamsikuşu, incir kuşu, İshak kuşu, iskele kuşu, kardinal kuşu, karıncakuşu, kar kuşu, kaşıkçı kuşu, keten kuşu, kız kuşu, kukumav kuşu, muhabbet kuşu, murabut kuşu, ökse kuşu, örümcek kuşu, saka kuşu, sıvacı kuşu, sinek kuşu, şakrak kuşu, şeytan kuşu, talih kuşu, tarla kuşu, tavus kuşu, tropik kuşu, yağmur kuşu, yont kuşu, ötücü kuşlar, bataklık kuşları, dalgıç kuşları
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yumurtlayan omurgalılardan, akciğerli, sıcakkanlı, vücudu tüylerle örtülü, gagalı, iki ayaklı, iki kanatlı uçucu hayvanların ortak adı
1. Çalıların üstünde kuşlar cıvıldayarak uçuşuyordu.
1. Çalıların üstünde kuşlar cıvıldayarak uçuşuyordu.
2. argo , argo , argo , argo , Acemi er
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dargın
1. Bu sınıfta küs çocuklar var.
1. Bu sınıfta küs çocuklar var.
1. isim , isim , isim , isim , Yüksek bir yerden aşağıya doğru, bütün genişliği içine alacak biçimde bakış
1. İstanbul'un kuş bakışı ile bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum.
1. İstanbul'un kuş bakışı ile bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum.
2. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Genel olarak
1. Zaman içinde bir an geri dönelim ve geçmiş yüzyıllara şöyle kuş bakışı bir bakalım.
1. Zaman içinde bir an geri dönelim ve geçmiş yüzyıllara şöyle kuş bakışı bir bakalım.
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Akılsız, aptal
1. Beni sakın kuş beyinli bir kız sanmayınız.
1. Beni sakın kuş beyinli bir kız sanmayınız.