kuru tarım

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurak veya yarı kurak bölgelerde, sulama yapmadan tarladan ürün alınması yollarını gösteren tarımsal tekniklerin bütünü, kuru ziraat

kuru temizleme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kimyasal maddelerle veya buharla giysi, eşya vb.ni temizleme, ütüleme işi

kuru temizleyici

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuru temizleme yapan kimse

kuru temizleyicilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuru temizleyici olma durumu

kuru üzüm

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Haşlanıp ardından güneşte kurutulmak suretiyle hazırlanan iri veya küçük taneli üzüm, üzüm kurusu

2. Yaş üzümün kurutulmuşu, üzüm kurusu

kuru yemiş

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fındık, fıstık, leblebi gibi yemek dışında yenilen yiyecekler, meyvehoş

Örnek:

1. Kırk türlü kuru yemişle donanmış masanın ortasına dikilmiş bir ince, ufak mum vardı.

1. Kırk türlü kuru yemişle donanmış masanın ortasına dikilmiş bir ince, ufak mum vardı.

kuru yemişçi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuru yemiş satan kimse veya kuru yemiş satılan yer

kuru yemişçilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuru yemişçinin yaptığı iş

kuru yük

İlgili Kelimeler:

kuru yük gemisi

Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Kara ve deniz taşıtlarıyla nakledilen katı madde, ticari eşya

kuru yük gemisi

Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Deniz taşımacılığında katı maddeleri taşıma özelliğine göre imal edilen gemi

kuru ziraat

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuru tarım

Kurucaşile

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bartın iline bağlı ilçelerden biri

Özel: Evet

Telaffuz : kuruca'şile

kurucu

İlgili Kelimeler:

oyun kurucu, piyasa kurucu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir kurumun, bir işin kurulmasını sağlayan, müessis

2. isim , isim , isim , isim , Bir kuruluşu oluşturan kimse

Örnek:

1. Gazetenin kurucusu.

1. Gazetenin kurucusu.

3. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Cümleyi oluşturan ögelerin her biri

kuruculuk

İlgili Kelimeler:

oyun kuruculuğu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurucu olma durumu

kuruda kalmak

Anlamı:

1. deniz alçaldığında gemi karaya oturmak

kurukafa

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Tırtılları patates yaprağı yiyen, alt kanatları sarı, üstü kahverengi bir tür kelebek (Acherantia adrophos)

Telaffuz : kuru'kafa

kurul

İlgili Kelimeler:

alt kurul, genel kurul, seçici kurul, üst kurul, yarkurul, Bakanlar Kurulu, balotaj kurulu, denetim kurulu, denetleme kurulu, disiplin kurulu, onur kurulu, sağlık kurulu, sandık kurulu, seçiciler kurulu, soruşturma kurulu, tahkim kurulu, teftiş kurulu, uzlaştırma kurulu, yargıcılar kurulu, yasama kurulu, yazı kurulu, yönetim kurulu, yürütme kurulu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir işi yapmak, yönetmek veya bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk, heyet, konsey, asamble

kurulabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurulabilmek işi

kurulabilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kurulma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Küçükten, sessizden; yazıcısı, aktörü, ressamı birleşerek candan bir Türk tiyatrosu kurulabilir miydi, acaba?

1. Küçükten, sessizden; yazıcısı, aktörü, ressamı birleşerek candan bir Türk tiyatrosu kurulabilir miydi, acaba?

kurulama

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurulamak işi

Örnek:

1. Kocaman bir tas içinde su geliyor, sabun, havlu, kurulama deyinceye kadar hiddeti geçiyor sultanın.

1. Kocaman bir tas içinde su geliyor, sabun, havlu, kurulama deyinceye kadar hiddeti geçiyor sultanın.

kurulamak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin üzerindeki ıslaklığı gidermek

Örnek:

1. Ayaklarını yıkadı, otelin havlusuyla kuruladı.

1. Ayaklarını yıkadı, otelin havlusuyla kuruladı.

kurulanış

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurulanma işi

kurulanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurulanmak işi

kurulanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kurulama işi yapılmak veya kurulama işine konu olmak

Örnek:

1. Tabaklar kurulandı.

1. Tabaklar kurulandı.

2. Kendini kurulamak

Örnek:

1. Çıkınca yıkandı, kurulandı, havluya sarınıp odasına döndü.

1. Çıkınca yıkandı, kurulandı, havluya sarınıp odasına döndü.

kurulaşma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurulaşmak işi

Örnek:

1. İşsiz bir ortamı sanatçılar da yadırgıyor, bu kurulaşmadan, yüzeyleşmeden onlar da yakınıyor.

1. İşsiz bir ortamı sanatçılar da yadırgıyor, bu kurulaşmadan, yüzeyleşmeden onlar da yakınıyor.