92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Siirt iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : ku'rtalan
1. -i , -i , -i , -i , Kurtarma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Onu kurtarabilmek için olmayacak şeylere saldırmak derecesinde bir çaba gösteriyorsunuz.
1. Onu kurtarabilmek için olmayacak şeylere saldırmak derecesinde bir çaba gösteriyorsunuz.
2. Kurtarma gücü bulunmak
3. Kurtarma becerisi bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Kendi hayatını tehlikeye atarak bir kimseyi, bir topluluğu güç bir durumdan veya yok olmaktan kurtaran kimse, halaskâr
1. Kurtarıcımız Atatürk.
1. Kurtarıcımız Atatürk.
2. Kurtarma aracı
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kurtarılma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kurtarma işi yapılmak veya kurtarma işine konu olmak
1. isim , isim , isim , isim , Dil, gelenek, görenek ve çeşitli kültür değerleri bakımından bir birlik gösterdiği hâlde ana yurt dışında kalmış halkın yaşadığı toprakları ana yurt sınırları içine almak düşüncesi, irredantizm
1. isim , isim , isim , isim , Kurtarma işi
1. Sanat üzerinde çalışmak zaten bir kendini kurtarış çabasıdır.
1. Sanat üzerinde çalışmak zaten bir kendini kurtarış çabasıdır.
1. -i , -i , -i , -i , Çabucak kurtarmak
1. Bir iki sıçrayış, bir iki hamle, kurtarıverdin ipini elimden, öyle mi, yavrum?
1. Bir iki sıçrayış, bir iki hamle, kurtarıverdin ipini elimden, öyle mi, yavrum?
Telaffuz : kurtarı'vermek
kurtarma aracı, kurtarma gemisi, kurtarma kazısı
1. isim , isim , isim , isim , Kurtarmak işi
1. isim , isim , isim , isim , Trafikte arızalanan, kaza geçiren aracı yerinden kaldırıp istenilen yere götüren özel donanımlı motorlu araç, kurtarıcı
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Deniz trafiğinde arızalanan, kaza geçiren gemi, şilep vb. araçları uygun bir yere çekip götüren özel donanımlı deniz aracı
1. isim , isim , isim , isim , Yeni kurulacak olan baraj, göl, yerleşim yerleri vb. yapıların arazileri içinde bulunan, tarihsel değeri olan eserlerin çıkarılması amacıyla yapılan kazı
1. isim , isim , isim , isim , Arızalanan veya kaza yapan araçlara yardımda bulunan kimse
cankurtaran
1. -i , -i , -i , -i , Bir canlıyı bir felaketten, tehlikeden veya zor durumdan uzaklaştırmak
1. İşte böyle bir eser onları bu külfetten kurtarmış olur.
1. İşte böyle bir eser onları bu külfetten kurtarmış olur.
2. Kurtulmasını sağlamak
1. Bunlar tahlisiye madalyalarıdır. Geçen sene yangında bir çocuğu kurtardım.
1. Bunlar tahlisiye madalyalarıdır. Geçen sene yangında bir çocuğu kurtardım.
3. Uzaklaştırmak
4. Kazandırmak, yeniden ele geçirmek
1. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
1. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
5. Bir şeye zarar gelmesini önlemek
1. Bu kız beni ilk defa çevreme karşı isyandan, her şeyi ibrazdan kurtardı.
1. Bu kız beni ilk defa çevreme karşı isyandan, her şeyi ibrazdan kurtardı.
6. Birinin cezalandırılmasına engel olmak
1. Baban bana vaktiyle iyilik yaptı, seni kurtaracağım.
1. Baban bana vaktiyle iyilik yaptı, seni kurtaracağım.
7. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeyin değerini karşılamak
1. Beş bin liradan aşağısı kurtarmaz!
1. Beş bin liradan aşağısı kurtarmaz!
kurtayağı tozu
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Damarlı çiçeksizlerden, küçük yapraklarla örtülü ince bir sap görünüşünde olan bir bitki (Lycopodium clavatum)
Telaffuz : ku'rtayağı
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Kurtayağının sporlu başaklarından elde edilen, hekimlikte kullanılan sarı bir toz