Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kuduz otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Deli otu


kuduzluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuduz olma durumu


küf

İlgili Kelimeler:

küf kokusu, küf yeşili, esmer küf, ışıl küf, isli küf, maviküf, tel küf, esmer küfler, ışıl küfler, ekmek küfü, limonküfü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ekmek, peynir vb. organik maddelerin üzerinde, nem ve ısının etkisiyle oluşan, çoğu yeşil renkli mantar

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Pas(I)


küf bağlamak (veya tutmak)
Anlamı:

1. küflenmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , unutulmak

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bitmek, kalmamak

Örnek:

1. İsteksiz isteksiz oluyorsun tıraşı, bir küf bağlamışsa bütün heyecanların.

1. İsteksiz isteksiz oluyorsun tıraşı, bir küf bağlamışsa bütün heyecanların.


küf kokmak
Anlamı:

1. kapalı, nemli yerler gibi ağır kokmak


Ön Takı : (bir yer veya bir şey)

küf kokusu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağır, pis ve bunaltıcı koku


küf yeşili
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açık yeşil renk

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


küfe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle söğüt veya başka ağaç dallarından örülen, yük taşımaya yarayan, kaba ve dayanıklı sepet

Örnek:

1. Yolun kenarındaki kayanın üstüne küfesini koydu.

1. Yolun kenarındaki kayanın üstüne küfesini koydu.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu sepetin alabildiği miktarda olan

Örnek:

1. Çardağın önünde o gün dizmeleri gereken sekiz küfe tütün duruyordu.

1. Çardağın önünde o gün dizmeleri gereken sekiz küfe tütün duruyordu.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kaba et, kıç


Lisan : Rumca

küfeci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küfe yapan veya satan kimse

2. Küfe ile sırtında öteberi taşıyan hamal

Örnek:

1. Arka arabalara takılmış küfeci çocuklara kıskanarak bakıyorum.

1. Arka arabalara takılmış küfeci çocuklara kıskanarak bakıyorum.


küfecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küfecinin işi


küfeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Küfesi olan


küfelik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Küfeyi dolduracak miktarda olan

Örnek:

1. İki küfelik üzüm toplandı.

1. İki küfelik üzüm toplandı.

2. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Kendi kendine yürüyemeyecek derecede sarhoş kimse


küfelik olmak
Anlamı:

1. çok sarhoş olmak


küfesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Küfesi olmayan


küffar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müslüman olmayanlar, kâfirler

Örnek:

1. Küffar üzerindeki gazamızın sevabı bize kâfidir.

1. Küffar üzerindeki gazamızın sevabı bize kâfidir.


Lisan : Arapça kuffār

Telaffuz : küffa:rı

kûfi
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Arap yazısının düz ve köşeli çizgilerle yazılan eski bir biçimi

Örnek:

1. Kendi ismi akik üzerine kûfi bir yazıyla hakkedilmiş kıymetli bir yüzük taşırdı.

1. Kendi ismi akik üzerine kûfi bir yazıyla hakkedilmiş kıymetli bir yüzük taşırdı.


Lisan : Arapça kūfī

Telaffuz : kû:fi:

küflendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küflendirmek işi


küflendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Küf bağlamasına yol açmak


küflenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küflenmek işi


küflenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Küf oluşmak

Örnek:

1. Zincirler küflendi, çürüdü, kırıldı.

1. Zincirler küflendi, çürüdü, kırıldı.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Zamanı geçmek, köhneleşmek

Örnek:

1. Seniha, kendisinin de bu kirli aydınlığın altında bu eşya ile beraber küflendiğini hissetti.

1. Seniha, kendisinin de bu kirli aydınlığın altında bu eşya ile beraber küflendiğini hissetti.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çalışma fırsatı bulamayarak özelliklerini veya yeteneğini yitirmek

Örnek:

1. Sahte banknotlar küflenmiş tekerlekler gibidir.

1. Sahte banknotlar küflenmiş tekerlekler gibidir.


küflü

İlgili Kelimeler:

kafası küflü

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Küflenmiş olan

Örnek:

1. Küflü ekmek.

1. Küflü ekmek.

2. isim , isim , isim , isim , Saklanmış altın para

Örnek:

1. Galiba sıra küflülere gelmiş.

1. Galiba sıra küflülere gelmiş.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Zamanı geçmiş, köhne


küflüce

İlgili Kelimeler:

ışıl küflüce, tel küflüce

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Mantar hastalığı


küflülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küflü olma durumu


küfran
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Nankörlük


Lisan : Arapça kufrān

Telaffuz : küfra:nı

küfranlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nankörlük