92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kostüm giymiş olan
2. Alışılmış ve günlük giysilerin dışında bazı özel giysiler giyilen
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kostüm yapmaya elverişli
1. Kostümlük kumaş.
1. Kostümlük kumaş.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Koşturma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Koşturmaya gücü yetmek
3. Koşturma becerisi bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Koşturmak işi
1. Bu seferler, bu at koşturmalar beyhude değil.
1. Bu seferler, bu at koşturmalar beyhude değil.
1. -i , -i , -i , -i , Koşma işini yaptırmak
1. Atları hızla koşturdu.
1. Atları hızla koşturdu.
2. Çok hızlı koşmak
1. Hüdai birdenbire, kendinden beklenmeyen bir çeviklikle taşların üstünden atlaya atlaya önden koşturdu.
1. Hüdai birdenbire, kendinden beklenmeyen bir çeviklikle taşların üstünden atlaya atlaya önden koşturdu.
3. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Çabucak göndermek
1. Lalayı karakola koşturdular.
1. Lalayı karakola koşturdular.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çabalamak, uğraşmak
1. İnsanları fırtınalar gibi koşturan büyük enerji kaynağı inanmaktır.
1. İnsanları fırtınalar gibi koşturan büyük enerji kaynağı inanmaktır.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Koşma işi yaptırılmak
1. Bir anda toparlanıp öyle bir kaçıştılar ki arkalarından tazı koşturulsa yetişemezdi.
1. Bir anda toparlanıp öyle bir kaçıştılar ki arkalarından tazı koşturulsa yetişemezdi.
koşu atı, koşu bandı, koşu yolu, bir koşu, engelli koşu, gelişme koşusu, ısınma koşusu, mukavemet koşusu, sabah koşusu
1. isim , isim , isim , isim , Koşma
1. Benim oğlanın göbeği çıkıyormuş da biraz, her sabah koşu yapıyor, dedi.
1. Benim oğlanın göbeği çıkıyormuş da biraz, her sabah koşu yapıyor, dedi.
2. spor , spor , spor , spor , Koşarak yapılan yarış
3. At yarışı
1. Koşuların sonuçlarından başka bir şey düşünmesini engelleyen bir hastalığa dönüşmüş.
1. Koşuların sonuçlarından başka bir şey düşünmesini engelleyen bir hastalığa dönüşmüş.
1. isim , isim , isim , isim , Elektrik yardımıyla dönen bir şerit üzerinde yürüyüş veya koşu yapılabilen araç, yürüyüş bandı
1. hızla koşuvermek, çabucak atılıp gitmek
1. Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor.
1. Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor.
1. isim , isim , isim , isim , Sağlıklı yaşam için orman içlerinde veya yol kenarlarında özel olarak düzenlenmiş, şerit hâlinde toprak yol
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Şiir
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Koşma, türkü
ön koşul, sapma koşulu, yaşam koşulları
1. isim , isim , isim , isim , Şart
1. Türk Eli'nin uluları bu koşullar altında yeni toprakların, yeni vatanların gereğini duyar olmuştu.
1. Türk Eli'nin uluları bu koşullar altında yeni toprakların, yeni vatanların gereğini duyar olmuştu.
2. Bir antlaşmada belirlenen hükümlerden her biri