Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kostümcülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kostümcünün yaptığı iş


kostümlü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kostüm giymiş olan

2. Alışılmış ve günlük giysilerin dışında bazı özel giysiler giyilen


kostümlük
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kostüm yapmaya elverişli

Örnek:

1. Kostümlük kumaş.

1. Kostümlük kumaş.


kostümsüz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kostümü olmayan


koşturabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koşturabilmek işi


koşturabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Koşturma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Koşturmaya gücü yetmek

3. Koşturma becerisi bulunmak


koşturma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koşturmak işi

Örnek:

1. Bu seferler, bu at koşturmalar beyhude değil.

1. Bu seferler, bu at koşturmalar beyhude değil.


koşturmaca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sürekli çalışma, koşturma durumunda olma


koşturmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Koşma işini yaptırmak

Örnek:

1. Atları hızla koşturdu.

1. Atları hızla koşturdu.

2. Çok hızlı koşmak

Örnek:

1. Hüdai birdenbire, kendinden beklenmeyen bir çeviklikle taşların üstünden atlaya atlaya önden koşturdu.

1. Hüdai birdenbire, kendinden beklenmeyen bir çeviklikle taşların üstünden atlaya atlaya önden koşturdu.

3. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Çabucak göndermek

Örnek:

1. Lalayı karakola koşturdular.

1. Lalayı karakola koşturdular.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çabalamak, uğraşmak

Örnek:

1. İnsanları fırtınalar gibi koşturan büyük enerji kaynağı inanmaktır.

1. İnsanları fırtınalar gibi koşturan büyük enerji kaynağı inanmaktır.


koşturtma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koşturtmak işi


koşturtmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Koşturma işini yaptırmak


koşturulma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koşturulmak işi


koşturulmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Koşma işi yaptırılmak

Örnek:

1. Bir anda toparlanıp öyle bir kaçıştılar ki arkalarından tazı koşturulsa yetişemezdi.

1. Bir anda toparlanıp öyle bir kaçıştılar ki arkalarından tazı koşturulsa yetişemezdi.


koşturuş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koşturma işi


koşu

İlgili Kelimeler:

koşu atı, koşu bandı, koşu yolu, bir koşu, engelli koşu, gelişme koşusu, ısınma koşusu, mukavemet koşusu, sabah koşusu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koşma

Örnek:

1. Benim oğlanın göbeği çıkıyormuş da biraz, her sabah koşu yapıyor, dedi.

1. Benim oğlanın göbeği çıkıyormuş da biraz, her sabah koşu yapıyor, dedi.

2. spor , spor , spor , spor , Koşarak yapılan yarış

3. At yarışı

Örnek:

1. Koşuların sonuçlarından başka bir şey düşünmesini engelleyen bir hastalığa dönüşmüş.

1. Koşuların sonuçlarından başka bir şey düşünmesini engelleyen bir hastalığa dönüşmüş.


koşu atı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koşu için yetiştirilmiş at


koşu bandı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Elektrik yardımıyla dönen bir şerit üzerinde yürüyüş veya koşu yapılabilen araç, yürüyüş bandı


koşu koparmak
Anlamı:

1. hızla koşuvermek, çabucak atılıp gitmek

Örnek:

1. Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor.

1. Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor.


koşu yolu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sağlıklı yaşam için orman içlerinde veya yol kenarlarında özel olarak düzenlenmiş, şerit hâlinde toprak yol


koşucu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koşuya katılan yarışçı


koşuculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koşucunun yaptığı iş


koşuk
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Şiir

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Koşma, türkü


koşul

İlgili Kelimeler:

ön koşul, sapma koşulu, yaşam koşulları

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şart

Örnek:

1. Türk Eli'nin uluları bu koşullar altında yeni toprakların, yeni vatanların gereğini duyar olmuştu.

1. Türk Eli'nin uluları bu koşullar altında yeni toprakların, yeni vatanların gereğini duyar olmuştu.

2. Bir antlaşmada belirlenen hükümlerden her biri


koşullama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koşullamak işi


koşullamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Koşul öne sürmek