Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kösnülmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hayvanın eş isteme dönemi gelmek


kösnülü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şehvetli


kostak
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Zarif, kibar, çalımlı, güzel giyinmiş, yakışıklı

Örnek:

1. Boşa kostaklanma kostak değilsin karam

1. Boşa kostaklanma kostak değilsin karam

2. Yiğit, kabadayı, yürekli


kostaklanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kostaklanmak işi


kostaklanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Zarif, kibar görünmeye çalışmak, çalım satmak, gösteriş yapmak

Örnek:

1. Bir kanlı gibi kurularak, kostaklanarak geziyor hapishanede.

1. Bir kanlı gibi kurularak, kostaklanarak geziyor hapishanede.


köstebek

İlgili Kelimeler:

köstebek illeti, kör köstebek, tepeli köstebek

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Köstebekgillerden, toprak altında oyduğu yuvalarda yaşayan, gözleri hemen hiç görmeyen, derisinden kürk yapılan küçük bir hayvan, sokur, yer sıçanı, kör sıçan (Talpa)

Örnek:

1. Bütün bu işlemler sona erdiğinde, koca arazi yüzlerce köstebeğin saldırısına uğramışçasına delik deşikti.

1. Bütün bu işlemler sona erdiğinde, koca arazi yüzlerce köstebeğin saldırısına uğramışçasına delik deşikti.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir iş yerinden, kurumdan özellikle gizli servisten bilgi sızdıran kimse

Örnek:

1. Onların köstebeklerinden biriyle inanılmaz bir aşk serüveni yaşıyordum o sıralar.

1. Onların köstebeklerinden biriyle inanılmaz bir aşk serüveni yaşıyordum o sıralar.


köstebek illeti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Atların ensesinde oluşan hücre dokusu iltihabı


köstebekgiller
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Omurgalı hayvanlardan, memeliler sınıfının böcekçiller takımına giren bir familya


kösteği kırmak
Anlamı:

1. çocuk yürümeye başlamak

2. bağlı bulunduğu yerle ilişiğini kesmek


köstek

İlgili Kelimeler:

estek köstek, baston kösteği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saat, kılıç, anahtar vb.nin ucuna takılan zincir

Örnek:

1. Koltuklara kurulur, altın kösteklerini parmakları ile çevirir.

1. Koltuklara kurulur, altın kösteklerini parmakları ile çevirir.

2. Koşulan atların tepmesini önlemek için kuskun kayışına eklenen kayış

3. Balık iğnesini oltaya bağlayan, bir iki karış uzunluğunda kıl veya misina parçası

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Engel


köstek olmak
Anlamı:

1. engel olmak


köstek vurmak
Anlamı:

1. hayvanın ayağına köstek bağlamak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , kösteklemek

3. spor , spor , spor , spor , güreşte hasmın bir veya iki ayağını sımsıkı yakalamak


köstekleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kösteklemek işi


kösteklemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hayvanın ayağına köstek vurmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işi yürümez duruma getirmek, engellemek

Örnek:

1. Şiirin öz, hayal, duygu gücünü kösteklediğini sanır.

1. Şiirin öz, hayal, duygu gücünü kösteklediğini sanır.


köstekleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kösteklenme işi


kösteklenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kösteklenmek işi


kösteklenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ayağına köstek vurulmak

2. Ayağına bir engel takılarak düşer gibi olmak veya düşmek

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir iş yürümez duruma getirilmek, engellenmek

Örnek:

1. Fikrim, zihnim kösteklendi.

1. Fikrim, zihnim kösteklendi.


köstekleyiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Köstekleme işi


köstekli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kösteği olan

Örnek:

1. Köstekli saatini çıkarıp bakan ırgatbaşı, işçileri yirmi beş dakika fazla çalıştırmış olduğunu gördü.

1. Köstekli saatini çıkarıp bakan ırgatbaşı, işçileri yirmi beş dakika fazla çalıştırmış olduğunu gördü.

2. Ayağına köstek vurulmuş olan


kösteksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kösteği olmayan


koster
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıyı limanları arasında sefer yapmak üzere inşa edilmiş ve donatılmış küçük yük gemisi


köstere
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir tür uzun tahta rendesi, küstere


Lisan : Rumca

kostik

İlgili Kelimeler:

potas kostik, sut kostik

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , kimya , kimya , sıfat , sıfat , kimya , kimya , Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran

Örnek:

1. Kostik sıvı.

1. Kostik sıvı.


Lisan : Fransızca caustique

kostüm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ceket, pantolon ve bazen de yelekten oluşan erkek takım giysisi

2. Çoğunlukla sokakta giyilmek için dikilmiş kadın giysisi

Örnek:

1. Arkasındaki kostümleri, manken üstünde gibi durur.

1. Arkasındaki kostümleri, manken üstünde gibi durur.

3. Sinema ve tiyatroda rol gereği giyilen kıyafetlerin genel adı


Lisan : Fransızca costume

kostümcü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kostüm diken, hazırlayan veya satan kimse