aradan kaldırmak

Anlamı:

1. iş yapma imkânını yok etmek

aradan sıyrılmak

Anlamı:

1. kötü bir işten kendini kurtarmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , çatışan gruplar arasındaki rekabetten yararlanarak öne çıkmak

3. spor , spor , spor , spor , yarışta rakiplerinden uzaklaşmak, öne çıkmak

Araf

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İslam inancına göre cennet ile cehennem arasında bir yer

Özel: Evet

Lisan : Arapça aʿrāf

Telaffuz : a:ra:f

Arafat

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hacıların Kurban Bayramı'nın arife günü toplandıkları Mekke'nin doğusundaki tepe

Özel: Evet

Lisan : Arapça ʿarafāt

Arafat'ta soyulmuş hacıya dönmek

Anlamı:

1. her şeyini kaybedip çırılçıplak kalmak, çaresiz kalmak

aragonit

Anlamı:

1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Beyaz, yeşil, mavimsi gri renkte billurlaşmış bir kalsiyum karbonat türü

Lisan : Fransızca aragonite

arak

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ter

2. Pirinç ve şeker kamışından elde edilen bir rakı türü

Lisan : Arapça ʿaraḳ

arak

Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Çalma

araka

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İri taneli bezelye

Lisan : Rumca

arakçı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , Araklayan, çalan (kimse)

arakçılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hırsızlık

arakiye

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Dervişlerin giydikleri, tiftikten yapılmış ince külah

Örnek:

1. Kadir Efendi kalemi arakiyesinin arasına soktu.

1. Kadir Efendi kalemi arakiyesinin arasına soktu.

2. Bir tür küçük zurna

Lisan : Arapça ʿaraḳiyye

araklama

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Araklamak işi, çalma, aşırma

araklamak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , argo , argo , -i , -i , argo , argo , Çalmak, aşırmak

araklanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Araklanmak işi

araklanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Araklama işine konu olmak

araklayabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Araklayabilmek işi

araklayabilmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , argo , argo , -i , -i , argo , argo , Araklama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Araklamaya gücü yetmek

araklayıverme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Araklayıvermek işi

araklayıvermek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , argo , argo , -i , -i , argo , argo , Çabucak araklamak

Telaffuz : araklayı'vermek

Araklı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

Özel: Evet

Telaffuz : ara'klı

aralama

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aralamak işi

aralamak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İki şey arasında açıklık oluşturmak, az açmak

Örnek:

1. Kapısını hafifçe araladı.

1. Kapısını hafifçe araladı.

2. Aralıklı duruma getirmek, seyrekleştirmek

Örnek:

1. Şu sandalyeleri biraz aralayınız.

1. Şu sandalyeleri biraz aralayınız.

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek

aralanış

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aralanma işi

aralanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aralanmak işi