Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
arama bülteni
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güvenlik güçleri tarafından yurt içinde ve dışında, kayıp kişi veya eşyaların bulunabilmesi için yayımlanan bülten


arama emri
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Yapılacak arama işlemi için yetkili organdan alınan buyruk


arama izni
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Yasa dışı ilişkilerle ilgili olarak delil toplamak, zanlı veya suçlu kişileri yakalamak için mahkemece güvenlik güçlerine verilen resmî izin


arama kararı
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Arama yapılabilmesi için hâkim tarafından verilmiş karar


arama motoru
Anlamı:

1. isim , isim , bilişim , bilişim , isim , isim , bilişim , bilişim , Kullanıcıların, aradıkları bilgiye ulaşmalarını sağlamak için genel ağ üzerindeki ağ sitelerini başlıklarına, açıklamalarına, anahtar kelimelerine ve içeriklerine göre bir dizin olarak sıralayan sistem


arama ruhsatı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yer altındaki maden ve petrol arama işleri için verilen izin


arama tarama

İlgili Kelimeler:

mayın arama tarama gemisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Polisin kuşkulu gördüğü kimseler üzerinde bıçak, silah, esrar vb. yasak şeyler araması

2. Denizdeki mayınları toplama veya yok etme işlemi


arama yapmak
Anlamı:

1. yakalamak veya suç belgelerini elde etmek için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında araştırma yapmak


aramak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak

Örnek:

1. Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı.

1. Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı.

2. Araştırmak, yoklamak

Örnek:

1. Ceplerini aramak.

1. Ceplerini aramak.

3. Ziyarete, hatır sormaya gitmek

Örnek:

1. Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!

1. Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!

4. Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek

Örnek:

1. Seni çok arıyorum, Ziyacığım.

1. Seni çok arıyorum, Ziyacığım.

5. Önem verip istemek

Örnek:

1. Ben böyle şeyleri aramam.

1. Ben böyle şeyleri aramam.

6. Bir kişiyle görüşmek üzere telefon etmek

Örnek:

1. Bir adam, mütemadiyen telefonu açıp kapayarak ısrarla bir yeri arıyor.

1. Bir adam, mütemadiyen telefonu açıp kapayarak ısrarla bir yeri arıyor.

7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Şart koşmak


aramakla bulunmaz
Anlamı:

1. `çok değerli ancak rastlantı ile ele geçer` anlamında kullanılan bir söz


Arami
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , MÖ 11-8. yüzyıllarda Mezopotamya'da yaşamış bir halk


Lisan : Arapça ārāmī

Telaffuz : a:ra:mi:

Aramice
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sami dillerinin batı lehçelerini içine alan ve milattan önceki dönemlerde kullanılmış olan ölü bir dil

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu dille yazılmış olan


Özel: Evet

Telaffuz : a:ra:mi:ce

aranabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aranabilmek işi


aranabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aranma ihtimali bulunmak


aranılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aranılmak durumu


aranılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Arama işine konu olmak

2. Söz konusu olmak

Örnek:

1. Arkadaş arasında böyle şeyler aranılır mı?

1. Arkadaş arasında böyle şeyler aranılır mı?


aranıp taranmak
Anlamı:

1. dikkatlice bir şey aramak

Örnek:

1. Kalkarlarken tütün kesesini kuşağına sokan İboş arandı tarandı.

1. Kalkarlarken tütün kesesini kuşağına sokan İboş arandı tarandı.


aranış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aranma işi


aranje
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , `Düzenlenmek` anlamında aranje etmek birleşik fiilinde geçen bir söz


Lisan : Fransızca arrangé

aranjman
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Düzenleme


Lisan : Fransızca arrangement

aranjör
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Düzenleyici


Lisan : Fransızca arrangeur

aranma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aranmak işi

Örnek:

1. Her akşam, üstlerinin aranmasına razı gelecek on işçi daha aldı.

1. Her akşam, üstlerinin aranmasına razı gelecek on işçi daha aldı.


aranmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Arama işine konu olmak

Örnek:

1. Ertesi günü uygun pansiyon aranacaktı.

1. Ertesi günü uygun pansiyon aranacaktı.

2. İsteklisi bulunmak

Örnek:

1. Çok aranan bir kitap.

1. Çok aranan bir kitap.

3. Eksikliği duyulmak

Örnek:

1. Bugünlerde soba aranıyor.

1. Bugünlerde soba aranıyor.

4. Kendi kendine bir şeyler aramak

5. Şart koşulmak

Örnek:

1. Asli ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz.

1. Asli ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz.

6. Olumsuz, kötü davranışlarda bulunarak zor duruma düşmek

Örnek:

1. Sen aranıyorsun âdeta.

1. Sen aranıyorsun âdeta.

7. Kendisine eş veya sevgili aramak


arantı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aranılan çözüm

Örnek:

1. Günlük sorunların dışındaki her arantıyı, her tartışmayı, her merakı küçümseyen bir toplum, siyasetin değişmeyen budalalıklarıyla didişme uğraşını kaybettiği anda kendi gerçek yüzüyle karşılaşırdı.

1. Günlük sorunların dışındaki her arantıyı, her tartışmayı, her merakı küçümseyen bir toplum, siyasetin değişmeyen budalalıklarıyla didişme uğraşını kaybettiği anda kendi gerçek yüzüyle karşılaşırdı.


arap
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Fotoğrafın negatifi

2. Fellah