92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Çok yorulmak
2. Varlık, güç ve sağlık yönünden düşkünleşmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yalvarıp yaltaklanarak aşağılık bir duruma düşmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Onurunu yitirip yaltaklanmak
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Koltuk altında çıkan iltihaplı çıban
Telaffuz : köpe'kmemesi
köpekoğluköpek
1. isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , Kurnaz, işini bilen, düzenbaz, açıkgöz, uyanık kimse
2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Hakaret içeren bir seslenme sözü
Telaffuz : köpe'koğlu
1. isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , Kurnaz, işini bilen, düzenbaz, açıkgöz, uyanık kimse
2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Hakaret içeren bir seslenme sözü
Telaffuz : köpe'koğluköpek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Köpeği olmayan
1. Köpeksiz köy.
1. Köpeksiz köy.
1. ''Kendisine engel olacak, karşı çıkacak kimse olmadığı için istediği gibi davranıyor.'' anlamında kullanılan bi söz.
1. `koruyucusuz kalan yere veya ülkeye düşman girer` anlamında kullanılan bir söz
1. `koruyucusuz kalan yere veya ülkeye düşman girer` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Arsız sokak çocuğu
1. Mahallenin kopilleri ellerinde fener, kapı kapı dolaşır para toplarlarmış.
1. Mahallenin kopilleri ellerinde fener, kapı kapı dolaşır para toplarlarmış.
2. Babası belli olmayan çocuk
Lisan : Rumca
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok koyu
1. Otlar kopkoyu, İstanbul kızlarının yeşil gözleri gibi derin bir renk almışlardı.
1. Otlar kopkoyu, İstanbul kızlarının yeşil gözleri gibi derin bir renk almışlardı.
Telaffuz : ko'pkoyu
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Herhangi bir yerinden ikiye ayrılmak
1. Tel koptu. İp koptu.
1. Tel koptu. İp koptu.
2. Yerinden ayrılmak
1. Cezvenin sapı kopmuş. Düğme koptu.
1. Cezvenin sapı kopmuş. Düğme koptu.
3. Gövdeden ayrılmak
1. Ağacın dalları fırtınada koptu. Savaşta bacağı kopmuş.
1. Ağacın dalları fırtınada koptu. Savaşta bacağı kopmuş.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gürültülü veya tehlikeli olaylar, birdenbire başlamak veya ortaya çıkmak
1. İçeride feryatlar koptu.
1. İçeride feryatlar koptu.
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bütün ilişkileri kesilip büsbütün ayrılmak veya uzaklaşmak
1. Daha on altısında bile değilken en yakın insanından, annesinden koparak çıkıp gitmişti evden.
1. Daha on altısında bile değilken en yakın insanından, annesinden koparak çıkıp gitmişti evden.
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kurtulmak
7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok ağrımak
1. Belim kopuyor.
1. Belim kopuyor.
8. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Koşmak, hızla gitmek
1. isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , Kurnaz, işini bilen, düzenbaz, açıkgöz, uyanık kimse
1. Köpoğluna bak, ne de güzel işini biliyor!
1. Köpoğluna bak, ne de güzel işini biliyor!
2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Hakaret içeren bir seslenme sözü
Telaffuz : kö'poğlu
1. isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , Kurnaz, işini bilen, düzenbaz, açıkgöz, uyanık kimse
2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Hakaret içeren bir seslenme sözü
Telaffuz : kö'poğluköpek
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Kopolimerleşme ile elde edilen madde
Lisan : Fransızca copolymère
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Doymamış birleşikler karışımının büyük moleküller vererek polimerleşmesi