kopmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Herhangi bir yerinden ikiye ayrılmak

Örnek:

1. Tel koptu. İp koptu.

1. Tel koptu. İp koptu.

2. Yerinden ayrılmak

Örnek:

1. Cezvenin sapı kopmuş. Düğme koptu.

1. Cezvenin sapı kopmuş. Düğme koptu.

3. Gövdeden ayrılmak

Örnek:

1. Ağacın dalları fırtınada koptu. Savaşta bacağı kopmuş.

1. Ağacın dalları fırtınada koptu. Savaşta bacağı kopmuş.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gürültülü veya tehlikeli olaylar, birdenbire başlamak veya ortaya çıkmak

Örnek:

1. İçeride feryatlar koptu.

1. İçeride feryatlar koptu.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bütün ilişkileri kesilip büsbütün ayrılmak veya uzaklaşmak

Örnek:

1. Daha on altısında bile değilken en yakın insanından, annesinden koparak çıkıp gitmişti evden.

1. Daha on altısında bile değilken en yakın insanından, annesinden koparak çıkıp gitmişti evden.

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kurtulmak

7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok ağrımak

Örnek:

1. Belim kopuyor.

1. Belim kopuyor.

8. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Koşmak, hızla gitmek