ar damarı çatlamış

Anlamı:

1. utanç duyulacak şeyleri sıkılmadan yapan, utanmaz

---

ar dünyası değil kâr dünyası

Anlamı:

1. `kişi para kazanmak için namusuna dokunmadıktan sonra şu veya bu işi yapmaktan utanmamalıdır` anlamında kullanılan bir söz

---

ar etmek

Anlamı:

1. utanmak

---

ar namus tertemiz

Anlamı:

1. utanması olmayan

---

ar ve hayâ perdesi yırtılmak

Anlamı:

1. utanmamak, utanç duymamak

Örnek:

1. Atalarımızın ar ve hayâ perdesi yırtılmak diye pek düşündürücü bir tabirleri vardır.

1. Atalarımızın ar ve hayâ perdesi yırtılmak diye pek düşündürücü bir tabirleri vardır.

2. yüzsüzlük etmek

---

ar yılı değil, kâr yılı

Anlamı:

1. birinin sıkılmayı bir yana bırakarak yalnız çıkarına baktığı anlatılırken söylenen bir söz

---

ara

İlgili Kelimeler:

ara bağlantı, ara başlık, ara bono, arabozan, ara bozucu, ara bulma, ara bulucu, ara cümle, ara deniz, ara eleman, ara kapı, ara kararı, ara kazanç, ara kesit, ara konakçı, ara mal, ara nağme, ara pası, ara seçim, ara sıcak, ara sınav, ara sıra, ara sokak, ara söz, ara tümce, ara yerde, ara yön, arayüz, arada bir, açık ara, bir ara, o ara, uzak ara, beşibirarada, bu arada, apış arası, çatı arası, devletler arası, devre arası, gezegenler arası, gözeler arası, hafta arası, hücreler arası, kentler arası, kıtalar arası, kişiler arası, kulüpler arası, mahalle arası, memleketler arası, milletlerarası, okullar arası, öğle arası, satır arası, şehirler arası, tavan arası, toplumlar arası, uluslararası, ülkeler arası, üniversiteler arası, metinler arasılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk, mesafe

2. İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla

3. Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi

Örnek:

1. Son zamanlarda aralarının iyi olmadığının farkındayım.

1. Son zamanlarda aralarının iyi olmadığının farkındayım.

4. İç

Örnek:

1. Aralarında anası babası ile Binnaz'ın da bulunduğu on sekiz işçiydiler.

1. Aralarında anası babası ile Binnaz'ın da bulunduğu on sekiz işçiydiler.

5. sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , sinema , sinema , tiyatro , tiyatro , Bir oyunda, bir filmde izleme sırasında dinlenmek üzere verilen kısa süre, antrakt

6. spor , spor , spor , spor , Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları

7. spor , spor , spor , spor , Spor karşılaşmalarında oyuncuların dinlenmek ve taktik almak için kullandıkları süre

---

ara bağlantı

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Ayrı devrelerin birbiriyle bağlantısı

---

ara başlık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Esas bölümün alt başlıklarından her biri

---

ara bono

Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Arada ödenen olağan dışı bono

---

ara bozucu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Arabozan

---

ara bozuculuk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arabozanlık

---

ara bulma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Anlaşmazlık durumunda bulunan kimseleri uzlaştırma işi

---

ara bulucu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir anlaşmazlıkta tarafları uzlaştıran kimse, aracı, uzlaştırıcı

---

ara buluculuk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uzlaştırıcılık

Örnek:

1. Onlar da iki tarafı uzlaştırmak için son defa arabuluculuğa koşuyorlardı.

1. Onlar da iki tarafı uzlaştırmak için son defa arabuluculuğa koşuyorlardı.

---

ara buluculuk etmek

Anlamı:

1. ara bulmada yardımcı olmak

---

ara cümle

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Birleşik veya yalın cümlelerde anlamı biraz daha açıklamak, gereksinim duyulan bir anlamı eklemek veya anlatıma zenginlik katmak için araya giren iki virgül veya iki kısa çizgi içinde verilen cümle, ara tümce

Örnek:

1. Cihan yıkılsa -emin ol- bu cephe sarsılmaz.

1. Cihan yıkılsa -emin ol- bu cephe sarsılmaz.

---

ara deniz

Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Okyanuslardan dar ve az derin boğazlarla ayrılan, karaların arasına sokulmuş deniz

---

ara eleman

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Meslek liselerinin, meslek yüksekokullarının veya halk eğitim merkezlerinin yetiştirdiği işçi

---

ara kapı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki yapı veya oda arasında geçişi kolaylaştırmak için açılan kapı

---

ara kararı

Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Bir davanın bakılmasını kolaylaştırmak için yargıdan önce önlem niteliğinde verilen karar

---

ara kazanç

Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Malı bütünüyle devretmeden arada elde edilen kazanç

2. Hisse senedi, tahvil, yabancı para vb. değerli kâğıtları daha kârlı görülen başka kâğıtlarla değiştirme işi, arbitraj

---

ara kesit

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çizgilerin, yüzeylerin, katı cisimlerin birbirlerine rastladıkları ve kesiştikleri yer

---

ara konakçı

Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Asalağın, gelişme evreleri sırasında beslenip barındığı konakçılardan her biri

Örnek:

1. İnsan, köpek tenyasının ve sıtma asalağının ara konakçısıdır.

1. İnsan, köpek tenyasının ve sıtma asalağının ara konakçısıdır.

---

ara konakçılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ara konakçı olma durumu

---