92406 kayıt bulundu.
molotofkokteyli
1. isim , isim , isim , isim , Türlü içkiler karıştırılarak yapılan içki
2. Yeri ve zamanı önceden belirlenen, ayaküstü sohbetlerin yapıldığı içkili toplantı
1. Kokteylde yorulmuştum, içtiklerim de baş ağrısı yapmıştı.
1. Kokteylde yorulmuştum, içtiklerim de baş ağrısı yapmıştı.
3. Karışım
1. Çiçek kokteyli.
1. Çiçek kokteyli.
Lisan : İngilizce cocktail
Telaffuz : ko'kteyl
koku alma duyusu, koku alma organı, koku tedavisi, hoş koku, ağız kokusu, küf kokusu
1. isim , isim , isim , isim , Nesnelerden yayılan küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu
1. Çöp kokusuyla beraber mutsuzluğu da artıyordu günbegün.
1. Çöp kokusuyla beraber mutsuzluğu da artıyordu günbegün.
2. Güzel kokmak için sürülen esans
1. Koku sürünmek.
1. Koku sürünmek.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Belirti, işaret
1. Ortalıkta bir savaş kokusu var.
1. Ortalıkta bir savaş kokusu var.
1. yok olmak, ortadan kalkmak
1. Kelebeklerin kökünün kuruduğu bir dünyada çocuk istemem.
1. Kelebeklerin kökünün kuruduğu bir dünyada çocuk istemem.
1. isim , isim , isim , isim , Çeşitli doğal kokulu maddelerle yapılan tedavi yöntemi, aromaterapi
1. isim , isim , isim , isim , Kokulandırmak işi
2. teknik , teknik , teknik , teknik , Özel bir koku vermek için bir ürüne kokulu bir madde katarak arıtma işlemi
1. -i , -i , -i , -i , Özel bir koku kazandırmak
1. Köy güneşlerinin ısıttığı, kokulandırdığı döşeğimi arıyorum.
1. Köy güneşlerinin ısıttığı, kokulandırdığı döşeğimi arıyorum.
kokulu çayır otu, kokulu kiraz, kokulu sabun, hoş kokulu
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kokusu olan
1. Perilerin kızgınlığını yatıştırmak için ceplerimde birçok kokulu otlar, tohumlar, üzerlikler taşıyordum.
1. Perilerin kızgınlığını yatıştırmak için ceplerimde birçok kokulu otlar, tohumlar, üzerlikler taşıyordum.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Buğdaygillerden, çayırlarda yetişen, hayvanlar için iyi bir yem olan güzel kokulu bitki (Anthoxanthum odoratum)
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İdris ağacı
1. isim , isim , isim , isim , Yapılırken içine koku maddesi katılmış sabun
1. Parlak kâğıtlara sarılı kokulu sabunlar getireceğine, kapağı dönerli aynalı kremler alacağına söz verdi.
1. Parlak kâğıtlara sarılı kokulu sabunlar getireceğine, kapağı dönerli aynalı kremler alacağına söz verdi.
1. herhangi bir konuyu veya sorunu temelden çözümlemek
1. Bu işi kökünden halletmek için kızını derhâl evlendirmeye karar vermişti.
1. Bu işi kökünden halletmek için kızını derhâl evlendirmeye karar vermişti.
1. bir daha üreyemez duruma getirmek, hiçbir kalıntısını bırakmamak, yok etmek
1. Bizimkilerin de amacı aynı / Doğan güneşle birlikte kökünüzü kazıyıp / Yeryüzünde bırakmamak izinizi
1. Bizimkilerin de amacı aynı / Doğan güneşle birlikte kökünüzü kazıyıp / Yeryüzünde bırakmamak izinizi
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kalkerli ve karstik özelliği ağır basan yerlerde çukurlukları bol, engebeli arazi