Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
köklendirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Köklendirmek işi


köklendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir ağacın aşı yerini, aşı filizinin kök salması için toprağa gömmek

2. Kök vermesini sağlamak


kökleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Köklenme işi


köklenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Köklenmek işi


köklenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bitkide kök oluşmak, bitki kök salmak, kök tutmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Köklü, temelli bir biçimde yerleşmek

Örnek:

1. Türklük ülküsünün biraz daha köklendiğini, büyüdüğünü, yeşerdiğini duyarız.

1. Türklük ülküsünün biraz daha köklendiğini, büyüdüğünü, yeşerdiğini duyarız.


kökleşik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Alışılmış olan, yenilik getirmeyen, geleneksel, klasik


kökleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kökleşmek işi


kökleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Güçlü bir biçimde yerleşmek, yer etmek, kök salmak

Örnek:

1. Nice yıl, cetlerimiz kökleşerek bir yerde, manevi varlığının resmini çizmiş havaya.

1. Nice yıl, cetlerimiz kökleşerek bir yerde, manevi varlığının resmini çizmiş havaya.


kökleştiriş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kökleştirme işi


kökleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kökleştirmek işi


kökleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kökleşmesini sağlamak

Örnek:

1. Mustafa Kemal iki yıl içinde bu inkılabı memleketin her tarafında kökleştirdi.

1. Mustafa Kemal iki yıl içinde bu inkılabı memleketin her tarafında kökleştirdi.


köklü

İlgili Kelimeler:

köklü aile

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kökü olan

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kökleşmiş, iyi yerleşmiş, kalıcı olan, kökten, cezrî, esaslı

Örnek:

1. Onu, ondan kendine kattıklarıyla köklü bir değişime uğratmayı amaçlıyor.

1. Onu, ondan kendine kattıklarıyla köklü bir değişime uğratmayı amaçlıyor.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Soylu, soyu sopu belli, iyi tanınan


köklü aile
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eskiden beri bilinen ve iyi tanınan aile


köklülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Köklü olma durumu


kokma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kokmak işi

Örnek:

1. Yıkanmamayı ve böylece pis pis kokmayı bile göze alırlarmış.

1. Yıkanmamayı ve böylece pis pis kokmayı bile göze alırlarmış.


kokmak fiil

İlgili Kelimeler:

kokar ağaç

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Koku çıkarmak

Örnek:

1. Her gelişinde üzeri yabancı lavantalar kokuyor.

1. Her gelişinde üzeri yabancı lavantalar kokuyor.

2. Çürüyüp bozularak kötü bir koku çıkarmak, kokuşmak

Örnek:

1. Bir çadıra konmuş, ağzı odunla açık tutulan bu köpek balığı kokuncaya kadar halka gösterildi.

1. Bir çadıra konmuş, ağzı odunla açık tutulan bu köpek balığı kokuncaya kadar halka gösterildi.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Olacağıyla ilgili belirtiler göstermek, olacağı hissedilmek

Örnek:

1. Ortalık savaş kokuyordu.

1. Ortalık savaş kokuyordu.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kokusu gelmek

Örnek:

1. Kızartma kokmuştur, hemen biraz ye.

1. Kızartma kokmuştur, hemen biraz ye.

5. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Koklamak


kokmuş
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çürüyüp bozularak kötü kokan, kokuşuk

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yerinden kımıldamaya üşenen, tembel, miskin

Örnek:

1. Kokmuş adam.

1. Kokmuş adam.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok bilinen, değersiz, önemsiz

Örnek:

1. Ve sen o kokmuş tangoyu on sekizinci defa dinleyeceksin.

1. Ve sen o kokmuş tangoyu on sekizinci defa dinleyeceksin.


kokmuşluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kokmuş olma durumu


köknar

İlgili Kelimeler:

köknar reçinesi, köknar sakızı

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Çamgillerden, yüksek bölgelerde yetişen, iğne yaprakları kısa, yassı olan, reçineli ve kozalaklı bir orman ağacı (Abies)


Lisan : Rumca

köknar reçinesi
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Köknar sakızı


köknar sakızı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Köknar kozalaklarından elde edilen sakız, köknar reçinesi


kokona
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hristiyan kadını

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Süsüne düşkün yaşlı kadın


Lisan : Rumca

Telaffuz : koko'na

kokoreç
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şişe sarılarak kor ateşte kızartılan, kuzu bağırsağından yiyecek


Lisan : Rumca

kokoreççi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kokoreç yapan veya satan kimse


kokoreççilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kokoreççinin yaptığı iş