Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kıyafet düşkünü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kılık kıyafet düşkünü


kıyafetli

İlgili Kelimeler:

kalıplı kıyafetli, kılıklı kıyafetli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Giysili

Örnek:

1. Asker kıyafetli.

1. Asker kıyafetli.

2. Kılıklı


kıyafetname
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir ülkenin veya bir dönemin giysilerini anlatan kitap

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Yüze veya dış görünüşe bakılarak ruhsal durumu anlama bilgisinden söz eden kitap


Lisan : Arapça ḳiyāfet + Farsça nāme

Telaffuz : kıya:fetna:me

kıyafetsiz

İlgili Kelimeler:

kalıpsız kıyafetsiz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Giysisiz

2. Kılıksız


kıyafetsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Giysisizlik

2. Kılıksızlık


kıyak

İlgili Kelimeler:

kafası kıyak

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , sıfat , sıfat , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Benzerlerinden üstün olan, çok güzel, mükemmel

Örnek:

1. Kıyak bir koşu atı. Kıyak bir söz.

1. Kıyak bir koşu atı. Kıyak bir söz.

2. isim , isim , isim , isim , Hoşgörü, ayrıcalık tanıma

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Güzel, biçimli, yakışıklı, düzgün giyimli

4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kıyıcı, zalim, gaddar

Örnek:

1. Hırsızların en kıyağı, kaçakçıların en gözü karası hep burada.

1. Hırsızların en kıyağı, kaçakçıların en gözü karası hep burada.


kıyak geçmek (veya çekmek veya yapmak)
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , birine maddi ve manevi destek olmak, yardım etmek

Örnek:

1. O kadar uzatmayalım bu işi, sana bir kıyak yapalım.

1. O kadar uzatmayalım bu işi, sana bir kıyak yapalım.


kıyak kaçmak
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , çok uygun düşmek, yakışık almak


kıyakçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , At yetiştirilen haralarda hayvanların çiftleşmesine yardım eden görevli

2. argo , argo , argo , argo , Gözü pek oyuncu, cesur kumarbaz


kıyakçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıyakçının yaptığı iş

2. Kıyakçı olma durumu


kıyaklaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıyaklaşmak işi


kıyaklaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Kıyak duruma gelmek


kıyaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıyak olma durumu

2. argo , argo , argo , argo , Kıyakçıya yakışır davranış


kıyam
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , İslam inancına göre, ölümden sonra yeniden dirilip ayağa kalkma

2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Namazda ayakta durma

3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Ayağa kalkma, ayakta durma

4. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Bir işe girişme, kalkışma, teşebbüs etme

5. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Ayaklanma, başkaldırma, karşı gelme

Örnek:

1. Planlı ihtilalin, planlı kurtuluş, kıyam ve savaşının ilk basamağı buydu.

1. Planlı ihtilalin, planlı kurtuluş, kıyam ve savaşının ilk basamağı buydu.


Lisan : Arapça ḳiyām

Telaffuz : kıya:mı

kıyamet

İlgili Kelimeler:

kıyamet alameti, kıyamet günü, kış kıyamet, kızıl kıyamet, kızılca kıyamet

Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Tek tanrılı dinlerin inanışına göre dünyanın sonu ve bütün ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağı zaman, hesap günü, kıyamet günü, mahşer günü

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gürültülü karışıklık, gürültü patırtı

Örnek:

1. Bağırma, çağırma, kıyamet, polisler Mustafa'yı çalyaka götürürler.

1. Bağırma, çağırma, kıyamet, polisler Mustafa'yı çalyaka götürürler.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Büyük felaket, afet


Lisan : Arapça ḳiyāmet

Telaffuz : kıya:met

kıyamet alameti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıyametin kopacağını önceden gösteren belirti

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İçinde yaşanılan durumu beğenmeyenlerin kullandığı bir söz


kıyamet gibi (veya kadar)
Anlamı:

1. pek çok


kıyamet günü
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Kıyamet

Örnek:

1. Memlekette hemen herkes, kıyamet gününün gelip çattığına hükmetmiş ve akıbetten ümit kesmiş görünüyordu.

1. Memlekette hemen herkes, kıyamet gününün gelip çattığına hükmetmiş ve akıbetten ümit kesmiş görünüyordu.


kıyamet kopmak
Anlamı:

1. kıyamet günü gelmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir yerde çok gürültü ve telaş olmak


kıyamet mi kopar?
Anlamı:

1. `ne olur, ne çıkar, ne önemi var` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Asker az olmakla kıyamet mi kopar?

1. Asker az olmakla kıyamet mi kopar?


kıyamete kadar
Anlamı:

1. dünya durdukça, uzun süre

Örnek:

1. Senin minimini elinden yediğim tokadın acısını yüzümde kıyamete kadar duyacağım.

1. Senin minimini elinden yediğim tokadın acısını yüzümde kıyamete kadar duyacağım.


kıyamete kalmak
Anlamı:

1. sorun, çözülememek

Örnek:

1. Seni bir daha görmek kıyamete mi kaldı?

1. Seni bir daha görmek kıyamete mi kaldı?


kıyametler koparmak
Anlamı:

1. bir şeye çok kızarak bağırıp çağırmak, feryat etmek

Örnek:

1. Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin / Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?

1. Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin / Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?

2. aşırı gürültüye, kargaşaya yol açmak


kiyanus
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Doğada serbest olarak bulunmayan fakat birçok cismin birleşimine giren, karbon ve azottan oluşan bir gaz


Lisan : Yunanca

kıyas

İlgili Kelimeler:

kıyasa muhalefet, kıyasımukassem

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir tutma, denk sayma

2. Karşılaştırma, oranlama, mukayese

3. eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , Örnekseme

Örnek:

1. Birçok kelime türü kıyasla yapılmıştır.

1. Birçok kelime türü kıyasla yapılmıştır.

4. mantık , mantık , mantık , mantık , Tasım


Lisan : Arapça ḳiyās

Telaffuz : kıya:sı