Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kitapsızca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kitapsız bir biçimde


Telaffuz : kitapsı'zca

kitapsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kitapsız olma durumu


kitapta yeri olmak
Anlamı:

1. din veya yasa kitaplarında bulunmak, konusu geçmek


kıtı kıtına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , İhtiyaca zor yetecek ölçüde


kıtık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Minder, yastık vb.ni doldurmak için kullanılan ve bazen de sıvanın içine katılan keten ve kendir lifleri


kıtıklama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıtıklamak işi


kıtıklamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kıtıkla doldurmak


kıtıklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçine kıtık konmuş olan


kitin
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Eklem bacaklıların ve kabukluların dış dokusunu oluşturan, bazı mantar ve likenlerde de rastlanan, dayanıklı ve esnek organik madde


Lisan : Fransızca chitine

kıtipiyoz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , Değersiz, bayağı, kötü

Örnek:

1. Konya'ya döndüğüm vakit benim motor, dama Erol Efendi, dedi. Kıtipiyoz bir tamirhaneye verdim.

1. Konya'ya döndüğüm vakit benim motor, dama Erol Efendi, dedi. Kıtipiyoz bir tamirhaneye verdim.


Lisan : Rumca

kıtipiyozluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıtipiyoz olma durumu


kıtır

İlgili Kelimeler:

kıtır kıtır

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Minderin sertleşmesini sağlayan içindeki saman parçaları

2. argo , argo , argo , argo , Yalan

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Patlamış mısır


kıtır atmak
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , yalan söylemek

Örnek:

1. Kim dedi bunu sana, Kâmil Bey mi? Boş ver kardeş, inanma sakın, kıtır atıyorlar, moralimizi bozmak istiyorlar.

1. Kim dedi bunu sana, Kâmil Bey mi? Boş ver kardeş, inanma sakın, kıtır atıyorlar, moralimizi bozmak istiyorlar.


kıtır kıtır
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok pişirilmekten veya kızartılmaktan kuru ve gevrek bir duruma gelmiş olan

Örnek:

1. Kıtır kıtır bir börek.

1. Kıtır kıtır bir börek.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Gevrek bir ses çıkararak

Örnek:

1. Kurt, kuzuyu kıtır kıtır yemiş.

1. Kurt, kuzuyu kıtır kıtır yemiş.


kıtır kıtır kesmek
Anlamı:

1. bıçak veya kesici bir aletle acımaksızın yaralamak veya öldürmek


kıtıra almak
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , alay etmek


kıtırcı
Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Çok yalan söyleyen kimse


kıtırdama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıtırdamak işi


kıtırdamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , `Kıtır` diye ses çıkmak

Örnek:

1. Şoför doğruldu, gerindi, kemikleri kıtırdadı.

1. Şoför doğruldu, gerindi, kemikleri kıtırdadı.


kıtırdatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıtırdatmak işi


kıtırdatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , `Kıtır` diye gevrek ses çıkartmak


kıtırtı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıtırdama sırasında çıkan sesin adı


kıtlama

İlgili Kelimeler:

kıtlama şekeri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıtlamak işi

2. Küçük parçalara ayrılmış şekeri ağızda tutarak çay içme biçimi, kırtlama

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Küçük parçalara ayrılmış şekeri ağızda tutarak


kıtlama şekeri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küçük parçalara ayrılarak çay içerken kullanılan sert şeker


kıtlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Isırmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İncitmek