92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Hastalık derecesine varan kitap sevgisi olan kimse, bibliyoman
1. sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , İslama göre Yahudi veya Hristiyan olan (kimse), ehlikitap
1. isim , isim , isim , isim , Çeşitli kurum ve yayınevlerinin katıldığı, değişik etkinliklerin düzenlendiği ve satışların yapıldığı büyük sergi yeri
1. isim , isim , isim , isim , Kitapları yiyerek zarar veren bir böcek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok kitap okuyan, toplayan ve kitaplarla uğraşan kimse
1. Kısa öyküler yazdığını söylemişti ya, kitap kurdu geçinen ben, adını işitmemişim.
1. Kısa öyküler yazdığını söylemişti ya, kitap kurdu geçinen ben, adını işitmemişim.
1. isim , isim , isim , isim , Halkın yararlanması için kurulmuş büyük kitaplık
2. Kitap satılan büyük yer
1. isim , isim , isim , isim , Kitap satan kimse
1. İşte, önüme ilk çıkan kitapçıda, önüme ilk çıkan İngilizce kitaplara bakıyorum.
1. İşte, önüme ilk çıkan kitapçıda, önüme ilk çıkan İngilizce kitaplara bakıyorum.
2. Kitap bastırıp satan kimse
1. isim , isim , isim , isim , Küçük kitap
2. Genellikle bir şeyi tanıtmayı amaçlayan, sayfa sayısı az,küçük kitap, risale, broşür
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kitap durumuna gelmek, yayımlanmak
1. Çöküşün ve çöküşten kaçışın, fil dişi kuleye çekilişin yarattığı isyanlar kitaplaşmamıştır.
1. Çöküşün ve çöküşten kaçışın, fil dişi kuleye çekilişin yarattığı isyanlar kitaplaşmamıştır.
kitaplık bilimi
1. isim , isim , isim , isim , Kitapların yerleştirildiği raflardan oluşan mobilya, kütüphane
1. Ben bunu kitaplıkta saklayarak günaha giriyorum.
1. Ben bunu kitaplıkta saklayarak günaha giriyorum.
2. Kuruluş amaç ve görevine uygun kitap, film, plak gibi her türlü düşünce ve sanat ürününü toplayan, düzenleyen ve genel olarak ilgilenen okurlara sunan kuruluş, kütüphane, bibliyotek
3. Evlerde ve iş yerlerinde içinde kitapların bulunduğu oda
1. Kızını doktorun muayene odasına açılan kitaplığa gönderdi.
1. Kızını doktorun muayene odasına açılan kitaplığa gönderdi.
4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kitap yapmaya elverişli
1. Bu, kitaplık kâğıt değil.
1. Bu, kitaplık kâğıt değil.
5. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kitap olabilecek kadar
1. İki kitaplık yazı.
1. İki kitaplık yazı.
6. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belli bir sayıda kitabı olan
1. Otuz bin kitaplık kütüphane.
1. Otuz bin kitaplık kütüphane.
1. isim , isim , isim , isim , Kitaplıklarda işlerin yürütülmesini sağlayan, kitaplık bilimi öğrenimi görmüş kimse, kütüphaneci
1. isim , isim , isim , isim , Kitap sayısını çoğaltmanın, kataloglayıp sınıflandırmanın ve okuyucuları kitaptan yararlandırmanın yollarını, kurallarını belirten bilim dalı, kütüphanecilik
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Öz ve biçim yönünden iyi nitelikli kitapları seçen, kitaba tutkuyla bağlı (kimse), bibliyofil
Lisan : Arapça kitāb + Türkçe sever
Telaffuz : kita'psever
hesapsız kitapsız
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kitabı olmayan
2. Dört kutsal kitaptan (Kur'an, İncil, Zebur, Tevrat) hiçbirine inanmayan, dinsiz
3. argo , argo , argo , argo , Zalim, insafsız