Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kınsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kınsız olma durumu


kip

İlgili Kelimeler:

dilek kipi, emir kipi, gelecek zaman kipi, gereklik kipi, haber kipi, şart kipi, bildirme kipi, isteme kipleri

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın, teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimi, sıyga

2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Değişebilen, geçici nitelik, san karşıtı

Örnek:

1. Bir maddenin biçimi bir kiptir, ağırlığı ise sanlarından biridir.

1. Bir maddenin biçimi bir kiptir, ağırlığı ise sanlarından biridir.

3. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Uygun, tıpatıp gelen

4. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Sağlam, dayanıklı

5. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Örnek, kalıp


kip gelmek
Anlamı:

1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , tıpatıp, uygun gelmek


Kıpçak
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , XI-XV. yüzyıllarda, Hazar ve Karadeniz'in kuzeyindeki bozkırlarda, Mısır ve Suriye'de yaşamış bir Türk boyu, Kuman

2. Günümüzde Kırım Tatarcası, Kazakça, Karaçay Malkarca vb. lehçeleri konuşan gruba verilen genel ad


Özel: Evet

Telaffuz : kı'pçağı

Kıpçakça
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıpçak Türkçesi, Kumanca

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu Türkçeyle yazılmış olan


Özel: Evet

kipe
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Hızla bükülen kalçanın sert ve birden gerilişiyle, vücudun yatıştan ayaküstü duruşa veya asılmadan dayanmaya geçmesi


Lisan : Almanca Kippe

kıpık

İlgili Kelimeler:

kıpık gözlü

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yarı kapalı (göz)


kıpık gözlü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gözleri yarı kapalı olan (kimse)


kıpıklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıpık olma durumu


kıpır kıpır
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok hareketli, hamarat

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Yerinde duramayarak, sürekli ve aralıksız kımıldayarak

Örnek:

1. Kıpır kıpır kıpırdanmak.

1. Kıpır kıpır kıpırdanmak.


kıpır kıpırlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıpır kıpır olma durumu


kıpırdak
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok hareketli, yerinde duramayan, canlı


kıpırdaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıpırdak olma durumu

Örnek:

1. Bu, formunda kalabilmesi ve fikrinin kıpırdaklığı için lazımdı.

1. Bu, formunda kalabilmesi ve fikrinin kıpırdaklığı için lazımdı.


kıpırdama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıpırdamak işi


kıpırdamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kımıldamak, sürekli ve hafifçe oynamak, kıpırdanmak

Örnek:

1. Kıpırdamadan, nefes almadan apartmanı tarassut ediyordu.

1. Kıpırdamadan, nefes almadan apartmanı tarassut ediyordu.


kıpırdanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıpırdanma işi


kıpırdanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıpırdanmak işi

Örnek:

1. Kaymakam, boynunda havlu, kapı önüne çıkınca kadının gövdesinde hafif bir kıpırdanma oldu.

1. Kaymakam, boynunda havlu, kapı önüne çıkınca kadının gövdesinde hafif bir kıpırdanma oldu.


kıpırdanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kıpırdamak

Örnek:

1. Ceviz ağacının bir dalına bağlanmış salıncak, hafif hafif kıpırdanıyordu.

1. Ceviz ağacının bir dalına bağlanmış salıncak, hafif hafif kıpırdanıyordu.


kıpırdaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıpırdaşmak işi


kıpırdaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kımıldamak, kıpır kıpır etmek

Örnek:

1. Gözlerimin önünde hayaller kıpırdaştı.

1. Gözlerimin önünde hayaller kıpırdaştı.


kıpırdatabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıpırdatabilmek işi


kıpırdatabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kıpırdatma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Kıpırdatmaya gücü yetmek


kıpırdatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıpırdatmak işi


kıpırdatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kımıldatmak, yerinden oynatmak


kıpırdayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıpırdayabilmek işi