Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kılıksız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Giyimi düzgün olmayan, sünepe, kıyafetsiz, süfli

Örnek:

1. Çocuk, kılıksız ve bakımsız.

1. Çocuk, kılıksız ve bakımsız.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Giyimi düzgün olmayan, sünepe, süfli bir biçimde

Örnek:

1. Niye bugün buraya bu kadar kılıksız, üstelik de bir karış sakalla geldim?

1. Niye bugün buraya bu kadar kılıksız, üstelik de bir karış sakalla geldim?


kılıksızca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Kılıksız bir biçimde


Telaffuz : kılıksı'zca

kılıksızlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kılıksızlaşmak işi


kılıksızlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kılıksız duruma gelmek


kılıksızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kılıksız olma durumu, kıyafetsizlik


kılıktan kılığa girmek
Anlamı:

1. giysi değiştirmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , sık sık düşünce değiştirmek


kilim

İlgili Kelimeler:

kız kilimi, yol kilimi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Döşeme, divan gibi yerlere serilen, genellikle desenli, havsız, kalın, kıl veya yün dokuma

Örnek:

1. Dikmen Yıldızı'nın gözleri yerdeki kırmızı sarı çubuklu kilime takıldı.

1. Dikmen Yıldızı'nın gözleri yerdeki kırmızı sarı çubuklu kilime takıldı.


Lisan : Farsça gilīm

kilimci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kilim dokuyan veya satan kimse


kilimci ile kör hacı
Anlamı:

1. herhangi birileri


kilimcilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kilimcinin yaptığı iş


kılına dokunmamak
Anlamı:

1. bir kimseye dokunacak, zarar verecek en ufak bir davranışta bile bulunmamak


kılına halel gelmemek
Anlamı:

1. hiçbir zarara uğramamak

Örnek:

1. Her şeyi kılıfına uydurduktan sonra kılına halel gelmez.

1. Her şeyi kılıfına uydurduktan sonra kılına halel gelmez.


kılınabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kılınabilmek işi


kılınabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kılınma ihtimali veya imkânı bulunmak


kılını (bile) kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
Anlamı:

1. bir iş, olay veya durum karşısında ilgisiz kalmak, en küçük bir tepki göstermemek

Örnek:

1. Yüzlerce Berlinli kendisini seyrediyormuş gibi kılını kıpırdatmadan resim yapardı.

1. Yüzlerce Berlinli kendisini seyrediyormuş gibi kılını kıpırdatmadan resim yapardı.


kılınış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kılınma işi


kılınma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kılınmak işi


kılınmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kılma işi yapılmak

Örnek:

1. Camide namaz kılınır.

1. Camide namaz kılınır.


kılır
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Maydanozgillerden, bir yıllık ve özel kokulu otsu bir bitki (Ammi visnaga)


Kilis
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ki'lis

kılış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kılma işi


kilise

İlgili Kelimeler:

kilise çanı, kilise hukuku, başkilise

Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Hristiyanların ibadet etmek için toplandıkları yer

Örnek:

1. Onlardan iki fedai kilise kapısının karşısındaki harap evin penceresine mitralyözlerini kurdu.

1. Onlardan iki fedai kilise kapısının karşısındaki harap evin penceresine mitralyözlerini kurdu.

2. Hristiyanlıkla ilgili dinî kuruluş

3. Hristiyanlığın öğretilmesi, dinî işlerin yönetimi vb. ile ilgilenen papa ve piskoposlar topluluğu


Lisan : Rumca

kilise çanı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kiliselerde saat başlarında ve dinî törenlerde çalınan büyük çan


kilise direği gibi
Anlamı:

1. şaka yollu , şaka yollu , şaka yollu , şaka yollu , çok kalın (ense)


kilise hukuku
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Kilisenin kuruluşunu ve iç düzenini sağlayan kurallar