Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kılıç bacak
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Bacakları eğri olan, çarpık bacaklı (kimse)


kılıç balığı
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kılıç balığıgillerden, burnunda kılıç biçiminde bir uzantısı bulunan, kılçıksız, eti beyaz, iri bir balık (Xiphias gladius)


kılıç balığıgiller
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Örnek türü kılıç balığı olan, dişsiz ve pulsuz kemikli balıklar familyası


kılıç çalmak
Anlamı:

1. kılıçla savaşmak, kılıç ile öldürmek


kılıç çekmek
Anlamı:

1. saldırmak veya selamlamak amacıyla kılıcı kınından çıkarmak


kılıç gagalı
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yağmur kuşugillerden, çok ince ve uzun gagalı, tüyleri ak, kanatları kara bir kuş (Recurvirosta avocetta)


kılıç kınını kesmez
Anlamı:

1. `sert ve öfkeli kişi yanındakilere zarar vermez` anlamında kullanılan bir söz


kılıç kuşanma
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Tahta yeni çıkan Osmanlı padişahlarının İstanbul'daki Eyüp Sultan türbesine giderek törenle kılıçlarını almaları


kılıç kuşanmak (veya takmak)
Anlamı:

1. kılıcı olmak ve onu taşıyacak güce ve yetkiye hak kazanmak

Örnek:

1. Harbiyede beraber okumuşlar, beraber kılıç kuşanmışlardı.

1. Harbiyede beraber okumuşlar, beraber kılıç kuşanmışlardı.


kılıç oynatmak
Anlamı:

1. egemen olarak yaşamak


kılıç oyuncusu
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Eskrimci


kılıç oyunu
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Eskrim


kılıç pabucu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kılıç kınının aşağı kısmı


kılıç sallamak
Anlamı:

1. kılıç ile dövüşmek, düşman üzerine kılıçla saldırmak


kılıç üşürmek
Anlamı:

1. kılıç çekerek saldırmak

Örnek:

1. Karaca Paşa'ya kılıç üşürdüklerini görerek seğirtti, kılıcını savurup kendine yol açarak yanına vardı.

1. Karaca Paşa'ya kılıç üşürdüklerini görerek seğirtti, kılıcını savurup kendine yol açarak yanına vardı.


kılıççı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kılıç yapan veya satan kimse

2. Kılıç sporuyla uğraşan kimse


kılıççılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kılıççının yaptığı iş


kılıçhane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kılıç yapılan yer


Lisan : Türkçe kılıç + Farsça ḫāne

Telaffuz : kılıçha:ne

kılıcı kınına koymak
Anlamı:

1. savaşı bırakmak, savaştan vazgeçmek


kılıcına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Kalas, cetvel tahtası gibi kalınlığı eninden az olan şeyler keskin ve dar tarafı yukarı gelmek üzere, kılıçlama

Örnek:

1. Kirişleri kılıcına yerleştirmeli.

1. Kirişleri kılıcına yerleştirmeli.


kılıçkalkan
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kılıç ve kalkan kullanılarak oynanan bir tür halk oyunu


kılıçkuyruk
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kemikli balıklar takımından uzunluğu 8-10 santimetre olan, tropik süs balığı (Xiphophorus helleri)


Telaffuz : kılı'çkuyruk

kılıçlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kılıçlamak işi

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Kılıcına

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Çaprazlama

Örnek:

1. Çantayı kılıçlama asmış.

1. Çantayı kılıçlama asmış.


kılıçlama kaçmak
Anlamı:

1. yan yan koşarak çaprazlamasına gitmek


kılıçlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kılıçla çok sayıda insanı topluca öldürmek, kılıçtan geçirmek