92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ağzı sıkılık
1. Hatta bir gecelik zendostlukta bile temkin ve ketumiyet severim.
1. Hatta bir gecelik zendostlukta bile temkin ve ketumiyet severim.
Lisan : Arapça ketūmiyyet
Telaffuz : ketu:miyet
1. isim , isim , isim , isim , Kuzu veya koyun postundan yapılmış kürk
Lisan : Farsça kebl
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Geven
1. isim , isim , isim , isim , Haşlanmış yiyeceklerin sıvılarını veya bazı sıvıları süzmek için kullanılan, delikli, genellikle yuvarlak biçimli mutfak kabı, süzgeç
Lisan : Farsça kefgīr
abıkevser
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Cennette bulunduğuna inanılan kutsal ırmak, havuz veya çeşme
Özel: Evet
Lisan : Arapça kevs̱er
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Pek üzerinde durulmayan, önem verilmeyen
Lisan : Arapça keyfe + keder
Telaffuz : keyfe'keder
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hoş ve eğlenceli vakit geçirmek
Lisan : Arapça keyf + Türkçe etmek
Telaffuz : ke'yfetmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İsteğe bağlı olan
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gerçeğe, akla, yol ve yönteme uymayan
1. Yaptığımızın keyfî bir uygulama olduğunun farkında ama bir şey de söyleyemiyor.
1. Yaptığımızın keyfî bir uygulama olduğunun farkında ama bir şey de söyleyemiyor.
Lisan : Arapça keyfī
Telaffuz : keyfi:
1. isterse yapmak, nasıl isterse öyle yapmak
1. Gelmeyecekmiş, keyfi bilir!
1. Gelmeyecekmiş, keyfi bilir!
1. neşesi kalmamak
1. Bir yatılı okul yatakhanesinde olduğunu hatırlayınca keyfi kaçmıştı.
1. Bir yatılı okul yatakhanesinde olduğunu hatırlayınca keyfi kaçmıştı.
1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Birinin kendi istediği gibi
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , İşi, sağlığı, mutluluğu yerinde olan (kimse)
1. Kuyruğum sıkıştı mı, gelsin Aysel, gelsin Ömer! İşlerim yolunda mı keyfim tıkırında mı, unut bunları gitsin!
1. Kuyruğum sıkıştı mı, gelsin Aysel, gelsin Ömer! İşlerim yolunda mı keyfim tıkırında mı, unut bunları gitsin!
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Neşesi, sağlığı yerinde olan (kimse), keyfi yolunda
1. Başıma yüzlerce adam topluyordum, yeni sahibimin keyfi yerinde idi.
1. Başıma yüzlerce adam topluyordum, yeni sahibimin keyfi yerinde idi.
1. sağlığı, neşesi, mutluluğu bulunmak
1. Bugün keyfim yerinde olmadığından arz odasına gelemeyeceğim.
1. Bugün keyfim yerinde olmadığından arz odasına gelemeyeceğim.
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Keyfi yerinde
1. Feride'nin bu sefer keyfi pek yolundaydı.
1. Feride'nin bu sefer keyfi pek yolundaydı.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , İsteğine göre, nasıl isterse, dilediğince, keyfine göre, gönlünce
1. Guruba karşı bu son bahçelerde keyfince / Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül
1. Guruba karşı bu son bahçelerde keyfince / Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül
Telaffuz : keyfi'nce