92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Bir tür deve olan teke ile iki hörgüçlü erkek devenin geriye melezlenmesiyle elde edilen bir tür deve
Hint kertenkelesi
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kertenkelelerden, uzun vücutlu, sivri kuyruklu, çevik, böcekçil, küçük sürüngen hayvan (Lacertus)
1. Dibinde, kıyılmış kertenkele ve yılan parçaları varmış gibi midesini bulandırmıştı.
1. Dibinde, kıyılmış kertenkele ve yılan parçaları varmış gibi midesini bulandırmıştı.
Telaffuz : kerte'nkele
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kertenkele, bukalemun ve iguanaları içine alan dört ayaklı sürüngenler takımı
kerteriz noktası
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Bir yerin nerede bulunduğunu pusula ile ölçme
2. Balıkçıların denizde sığlıkları belirlemek için kullandıkları işaretlerin bütünü
Lisan : Rumca
1. bir yerin hangi yönde veya geminin nerede bulunduğunu pusula ile ölçmek
1. Uzakta, sancak tarafında, kerteriz ettiğimiz fenerin ışığı bir yanıp bir sönüyor.
1. Uzakta, sancak tarafında, kerteriz ettiğimiz fenerin ışığı bir yanıp bir sönüyor.
1. isim , isim , isim , isim , Balıkların göç yollarını veya toplanma yerlerini gösteren, alınan kerterizlerin yazıldığı defter
1. İstanbul balıklı şehirdir, balıkçı şehirdir; bu yüzden kerteriz defterleri yazılmıştır.
1. İstanbul balıklı şehirdir, balıkçı şehirdir; bu yüzden kerteriz defterleri yazılmıştır.
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Geminin bulunduğu yeri anlamak için kerteriz almaya yarayan fener kulesi, duba, şamandıra vb.nin harita üzerindeki yeri
1. -i , -i , -i , -i , Kerteriz almak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Amaç olarak belirlemek
1. Ömrünü bu umuda kerterizlemiş kadınlar ordusunun bir neferi olarak görüyordu kendini.
1. Ömrünü bu umuda kerterizlemiş kadınlar ordusunun bir neferi olarak görüyordu kendini.
1. isim , isim , isim , isim , Kerte
2. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Bayat (ekmek, et)
beşik kertiği
1. isim , isim , isim , isim , Kertilmiş yer, gedik, çentik
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kertilmiş olan
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kertiği olan
1. Ali bakırı çıkmış, kenarları kertikli bir sahanla getirdiği suyu anasının yanına koydu.
1. Ali bakırı çıkmış, kenarları kertikli bir sahanla getirdiği suyu anasının yanına koydu.
1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin kenarında kertik açmak, çentmek
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Sertçe sürtünmek
1. Kayık rıhtımı kerterek geçti.
1. Kayık rıhtımı kerterek geçti.
kervanbaşı, kervan çulluğu, Kervankıran, kervansaray, Kervan Yıldızı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Uzak yerlere yolcu ve ticaret eşyası taşıyan yük hayvanı katarı
1. Her giden sanki içimden yeni bir parça alır / Kervanın safları dolgunsa da gönlüm boşalır
1. Her giden sanki içimden yeni bir parça alır / Kervanın safları dolgunsa da gönlüm boşalır
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Toplu olarak birbiri ardınca gelen şeyler
1. Kervana karışmalı, ne gerisinde kalmalı ne başında durmalı.
1. Kervana karışmalı, ne gerisinde kalmalı ne başında durmalı.
Lisan : Farsça kārbān
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Uzun ayaklı, uzun ve eğri gagalı kuşlar sınıfı
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Çoban Yıldızı
Özel: Evet