Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
keratinsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Keratini olmayan


kerde
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Sebze fideliği

Örnek:

1. İlerideki kerdelerin birinde, üzerine uçuk sarı bir ışık düşmüş bir domates...

1. İlerideki kerdelerin birinde, üzerine uçuk sarı bir ışık düşmüş bir domates...


kere

İlgili Kelimeler:

bin kere, bir kere, kırk kere, milyon kere, otuz kere, yüz kere

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kez, yol, defa, sefer

Örnek:

1. Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!

1. Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!


Lisan : Arapça kerre

kerem

İlgili Kelimeler:

kerem sahibi

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet

2. Bağış olarak verme, iyilik, cömertlik, eli açıklık, lütuf

Örnek:

1. Bir başka kerem beklemez artık gelecekten.

1. Bir başka kerem beklemez artık gelecekten.


Lisan : Arapça kerem

kerem buyurun (veya eyleyin)
Anlamı:

1. `izin verin, beni dinleyin` anlamında kullanılan bir nezaket sözü


kerem etmek
Anlamı:

1. bağışta, iyilikte bulunmak

Örnek:

1. Kerem et aklından çıkarma beni / Ağla, gözyaşını sil melul melul

1. Kerem et aklından çıkarma beni / Ağla, gözyaşını sil melul melul


kerem sahibi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İyi huylu, cömert (kimse)


kerempe
Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Denize doğru uzanan taşlık burun

2. Dağın en yüksek yeri


keres
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Büyük ve derin karavana


kereste

İlgili Kelimeler:

çarliston marka kereste, yarma kereste

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen ve marangozlukla inşaatta kullanılan nitelikli ağaç

Örnek:

1. Dağdan kestim kereste / Kuş besledim kafeste

1. Dağdan kestim kereste / Kuş besledim kafeste

2. Ayakkabı yapımında kullanılan gereç

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kaba saba kimse, kalas

Örnek:

1. Gözünü oyarım vallahi kereste!

1. Gözünü oyarım vallahi kereste!


Lisan : Farsça kerāste

Telaffuz : kere'ste

keresteci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kereste satan kimse


kerestecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kerestecinin yaptığı iş

Örnek:

1. Emekliye ayrıldıktan sonra keresteciliğe başladı ama eline geçen, alın terini ödemiyordu.

1. Emekliye ayrıldıktan sonra keresteciliğe başladı ama eline geçen, alın terini ödemiyordu.


keresteli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , İri yapılı

Örnek:

1. Keresteli adam.

1. Keresteli adam.


kerestelik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kereste yapılmaya elverişli (ağaç)


kerevet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, duvara bitişik, ayakları olan, tahtadan sedir

Örnek:

1. Büyükbabamı, aşağı kattaki yemek odasına bitişik, kurnalı hamamın kerevetine uzattılar.

1. Büyükbabamı, aşağı kattaki yemek odasına bitişik, kurnalı hamamın kerevetine uzattılar.


Lisan : Rumca

kerevit
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kabuklular sınıfından, çamurlu tatlı sularda yaşayan bir eklem bacaklı, tatlısu ıstakozu, karavide (Potamobius fluviatilis)


Lisan : Rumca

kereviz
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Maydanozgillerden, kökleri ve yaprakları sebze olarak kullanılan kokulu bir bitki (Apium graveolens)


Lisan : Farsça kerefs

kerh
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tiksinme, iğrenme

2. Bir işi istemeyerek zorla yapma


Lisan : Arapça kerh

kerhane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Genelev

Örnek:

1. Hani ev bark, hani çoluk çocuk / Ne geçti elime bu hayatın / Meyhanesinde, kerhanesinde?

1. Hani ev bark, hani çoluk çocuk / Ne geçti elime bu hayatın / Meyhanesinde, kerhanesinde?


Lisan : Farsça kār + ḫāne

Telaffuz : kerha:ne

kerhaneci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kerhane işleten kimse

2. ünlem , ünlem , hakaret yollu , hakaret yollu , ünlem , ünlem , hakaret yollu , hakaret yollu , Sövgü sözü


kerhen
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Tiksinerek, iğrenerek

2. İstemeyerek, istemeye istemeye, gönülsüz olarak


Lisan : Arapça kerhen

Telaffuz : ke'rhen

kerih
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Tiksindirici, iğrenç


Lisan : Arapça kerīh

kerim
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Soylu

2. Eli açık, cömert

3. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Allah'ın adlarından biri


Lisan : Arapça kerīm

kerime
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kız evlat


Lisan : Arapça kerīme

Telaffuz : keri:me

kerimlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kerim olma durumu