Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kekik

İlgili Kelimeler:

kekik yağı, bahçe kekiği, Girit kekiği, İstanbul kekiği, yayla kekiği

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ballıbabagillerden, karşılıklı küçük yapraklı, beyaz, pembe, kırmızı başak durumunda çiçekleri olan ve çiçeği baharat gibi kullanılan, odunsu saplı, kokulu bir bitki (Thymus vulgaris)

Örnek:

1. Bütün Çamlıca'yı bir kekik kokusu içinde duyardık.

1. Bütün Çamlıca'yı bir kekik kokusu içinde duyardık.


kekik yağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kekikten elde edilen ve genellikle geleneksel halk tedavisinde kullanılan kokulu yağ


kekikli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üzerine veya içine kekik konulmuş olan

Örnek:

1. Kekikli pirzola.

1. Kekikli pirzola.


kekleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Keklemek işi


keklemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , argo , argo , -i , -i , argo , argo , Kandırmak


keklik

İlgili Kelimeler:

çantada keklik, kınalı keklik, torbada keklik

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş (Perdrix)

Örnek:

1. Keklik gibi taştan taşa sekerek / Gerdan açıp gelişini sevdiğim

1. Keklik gibi taştan taşa sekerek / Gerdan açıp gelişini sevdiğim

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Alımlı, güzel kadın


keklik gibi
Anlamı:

1. güzel, alımlı, hareketli

Örnek:

1. Bir gün evvel keklik gibi seken dipdiri bir insan, bir gün sonra kargabüken yemiş gibi kıvrılmış yatıyor.

1. Bir gün evvel keklik gibi seken dipdiri bir insan, bir gün sonra kargabüken yemiş gibi kıvrılmış yatıyor.


kekre
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tadı acımtırak, ekşimsi ve buruk olan


kekrelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kekre olma durumu


kekremsi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tadı az kekre olan

Örnek:

1. Buzlaşmış, hafifçe kekremsi birayı büyük bir zevk duyarak içti.

1. Buzlaşmış, hafifçe kekremsi birayı büyük bir zevk duyarak içti.

2. Genzi yakan, buruk (koku)

Örnek:

1. Bu kekremsi kokunun dimağa tesirini bu semtte yatıp kalkanlar bilirler.

1. Bu kekremsi kokunun dimağa tesirini bu semtte yatıp kalkanlar bilirler.

3. Suratı asık, yüzü gülmeyen (kimse)


kekremsilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kekremsi olma durumu

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Asık suratlı olma, yüzü gülmeme

Örnek:

1. Neyse yüzünün ve sesinin burukluğu çok sürmedi, çabuk geçti kekremsilik.

1. Neyse yüzünün ve sesinin burukluğu çok sürmedi, çabuk geçti kekremsilik.


kel

İlgili Kelimeler:

kelaynak, kel kâhya, keloğlan

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Saçı dökülmüş olan (kimse)

Örnek:

1. Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam.

1. Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çıplak (doğa), yaprakları dökülmüş (bitki)

Örnek:

1. Yükselip alçalıyor, kel tepelerin etrafını dönüyordu.

1. Yükselip alçalıyor, kel tepelerin etrafını dönüyordu.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gelişmemiş, cılız (bitki)

Örnek:

1. Kel bir ağaç.

1. Kel bir ağaç.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İçinde az eşya bulunan


Lisan : Farsça kel

kel başa şimşir tarak
Anlamı:

1. birçok ihtiyacı varken gereksiz özenti ve gösterişle uğraşanlar için kullanılan bir söz


kel kâhya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kendisini ağa gibi göstermek isteyen zavallı kimse

2. İlgisi olsun olmasın her şeye karışan kimse


kel ölür, sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur
Anlamı:

1. kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur


kel yanında kabak anılmaz
Anlamı:

1. `bir kişinin yanında, uzaktan da olsa onun kusurunu hatırlatabilecek sözler söylemekten çekinilmelidir` anlamında kullanılan bir söz


kelalaka
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , argo , argo , ünlem , ünlem , argo , argo , `İlgisi yok, ne ilgisi var` anlamlarında kullanılan bir söz


Lisan : Fransızca quel + Arapça ʿalāḳa

Telaffuz : ke'lala:ka, l ince okunur

kelam

İlgili Kelimeler:

Kelam-ı Kadim, kelamıkibar, edebikelam, hasılıkelam, velhasılıkelam, dünya kelamı

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Söz

Örnek:

1. Mecliste arif ol kelamı dinle / El iki söylerse sen birin söyle

1. Mecliste arif ol kelamı dinle / El iki söylerse sen birin söyle

2. Söyleyiş biçimi, söyleme

3. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Başta Tanrı'nın varlığı, birliği, peygamberlik ve ahiret olmak üzere İslamiyetin ana ilkelerini konu edinen bilim


Lisan : Arapça kelām

Telaffuz : kela:mı, l ince okunur

Kelam-ı Kadim
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Kur'an-ı Kerim


Özel: Evet

Lisan : Arapça kelām + ḳadīm

Telaffuz : kela:mıkadi:m, l ince okunur

kelamıkibar
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Özdeyiş


Lisan : Arapça kelām + kibār

Telaffuz : kela:mıkiba:rı, l ince okunur

kelaynak
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Leylekgillerden, yeryüzünde yalnız Birecik'te, Fırat vadisini çeviren kayalarda yaşayan, başı tüysüz, uzun gagalı bir kuş (Geronticus eremita)


Telaffuz : ke'laynak

kele
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Boğa, tosun


kele köseden yardım olmaz
Anlamı:

1. `kişi, kendisinin yardıma muhtaç olduğu konuda başkasına yardım edemez` anlamında kullanılan bir söz


kelebek

İlgili Kelimeler:

kelebek camı, kelebek çiçeği, kelebek gözlük, kelebek otu, akkelebek, kuyruklu kelebek, bal kelebeği, ipek böceği kelebeği

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Pul kanatlılardan, vücudu, kanatları ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türleri olan böceklere verilen genel ad

Örnek:

1. Kelebek gibi uçmada ruhumuz / Barış dolu bu yıldız bahçesinde

1. Kelebek gibi uçmada ruhumuz / Barış dolu bu yıldız bahçesinde

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Biçim olarak bu böceklere benzeyen

Örnek:

1. Kaymakam Bey jaketataylı, kelebek kravatlıdır.

1. Kaymakam Bey jaketataylı, kelebek kravatlıdır.

3. hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Geviş getiren hayvanların karaciğerlerinde yerleşip en çok öd yollarını tıkayan bir cins asalak hayvan

4. Bu hayvanın neden olduğu hastalık

5. teknik , teknik , teknik , teknik , Vida, somun vb. nesnelerde kolayca çevrilmeye yarayan bölüm


kelebek camı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Otomobilde ön kapı penceresinde ekseni çevresinde dönerek açılabilen veya sabit bulunan küçük cam