92406 kayıt bulundu.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Kavuşturma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Kavuşturmaya gücü yetmek
1. isim , isim , isim , isim , Kavuşturmak işi
1. Bütün bu çabalar da Alman edebiyatını dünya çapında bir güce kavuşturmaya yetmiyor.
1. Bütün bu çabalar da Alman edebiyatını dünya çapında bir güce kavuşturmaya yetmiyor.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Kavuşmasını veya kavuşmalarını sağlamak
1. Kollarını kavuşturup gözyaşı dökmekten başka elinden ne gelir?
1. Kollarını kavuşturup gözyaşı dökmekten başka elinden ne gelir?
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir araya gelinmek, birleşilmek
1. Üstleri karla örtülmüş basamaklardan güneşli havalara kavuşulduğunu bugün daha iyi anladım.
1. Üstleri karla örtülmüş basamaklardan güneşli havalara kavuşulduğunu bugün daha iyi anladım.
kavuşum dönemi, alt kavuşum
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Yer yuvarlağı bir uçta kalmak üzere, yerin, Güneş'in ve herhangi bir gezegenin bir doğru üzerine gelmeleri, içtima
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Bir gezegenin iki kavuşumu arasında geçen zaman aralığı
1. Ay'ın kavuşum dönemi 29 gün, 12 saat, 44 dakika ve 3 saniye sürer.
1. Ay'ın kavuşum dönemi 29 gün, 12 saat, 44 dakika ve 3 saniye sürer.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Üremeleri kavuşma yoluyla olan su yosunları
1. -e , -e , -e , -e , Ansızın veya çabucak kavuşmak
Telaffuz : kavuşu'vermek
1. isim , isim , isim , isim , Kavrulmuş ve dövülmüş tahıl ununa pekmez, şeker veya tatlı yemiş katılarak yapılan yiyecek
2. Güneşte kurutulmuş peynir
dış kavuz, iç kavuz
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Buğdaygillerin başağında, başakçıkları veya çiçeği saran kabuk
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , İçi boş, kabuklu yemiş
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bir çeneklilerden, çiçeklerinde renkli taç yaprağı yerine kavuz denilen yeşil renkte yaprakçıklar bulunan bitki takımı
1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Sıkı tutmak, kavramak
2. Korumak, muhafaza etmek
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kusma
Lisan : Arapça ḳayʾ
kaya balığı, kayabaşı, kaya güvercini, kaya hanisi, kaya horozu, kaya keleri, kaya lifi, kaya örümceği, kaya sansarı, kaya sarımsağı, kaya suyu, kaya tuzu, azmankaya, cam kaya, kesme kaya, kör kaya, mantar kaya, sapkın kaya, akınkayası, kömürkayası, kumkayası, sazkayası, tatlısu kayası
1. isim , isim , isim , isim , Büyük ve sert taş kütlesi
1. Yolun kenarındaki kayanın üstüne küfesini koydu.
1. Yolun kenarındaki kayanın üstüne küfesini koydu.
2. Kayaç
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kaya balığıgillerden, kayalık yerlerde yaşayan, çoğu koyu renkli küçük balık, dişli, tokmakbaş (Gobius gobius)
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kemikli balıklardan, küçük boyda, iri başlı, yüzgeçleri karın üzerinde tekerlek biçiminde olan bir familya
1. çok sağlam
1. Uçan kâğıt rüzgârın hızını belli eder, kaya onu durdurur. Kaya gibi olunuz!
1. Uçan kâğıt rüzgârın hızını belli eder, kaya onu durdurur. Kaya gibi olunuz!
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Güvercingillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika'nın kayalık yerlerinde yaşayan bir kuş (Columbo livia)
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Lagos
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Güney Amerika'da yaşayan, erkekleri portakal renginde, başında tepeliği olan kuş (Rupicola)
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Bukalemun