Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kâseifağfur
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çin porseleninden kapılmış çanak


Lisan : Farsça kāse + faġfūr

Telaffuz : kâse'ifağfur

kaşeksi
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Kötü beslenme, süreğen veya kötücül bir hastalığın seyri sırasında oluşan ileri derecede zayıflık, bitkinlik ve çöküntü durumu


Lisan : Fransızca cachexie

kaşeleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaşelemek işi


kaşelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Resmî bir belgeyi kaşe ile damgalamak, mühürlemek


kaşelenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaşelenmek durumu


kaşelenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kaşeleme işi yapılmak


kaşeletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaşeletmek işi


kaşeletmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Damgalatmak, mühürletmek

Örnek:

1. Garanti belgesini tam olarak doldurun ve kaşeletip imzalatın.

1. Garanti belgesini tam olarak doldurun ve kaşeletip imzalatın.


kaşelettirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaşelettirmek işi


kaşelettirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kaşeletme işini yaptırmak


kaşeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kaşesi olan

2. isim , isim , isim , isim , İşverenin, kendisine başkaca bir yükümlülüğü olmadan çalışma süresine göre ücret verdiği kimse


kasem

İlgili Kelimeler:

yemin kasem

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ant

Örnek:

1. Yaşı daha kırk bile yok diye yeminler, kasemler, antlar...

1. Yaşı daha kırk bile yok diye yeminler, kasemler, antlar...


Lisan : Arapça ḳasem

kaşesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kaşesi olmayan


kaset

İlgili Kelimeler:

kasetçalar, manyetik kaset, videokaset

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçinde, görüntü ve seslerin kaydedildiği, gerektiğinde yeniden kullanılmasını sağlayan bir manyetik şeridin bulunduğu küçük kutu


Lisan : Fransızca cassette

kasetçalar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaset çalan araç


Telaffuz : kase'tçalar

kasetçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaset satan kimse


kasetçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kasetçinin yaptığı iş


kaşı (veya kaşları) çatılmak
Anlamı:

1. öfkelenmek, kızmak

Örnek:

1. Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi.

1. Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi.


kaside
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , On beş beyitten az olmayan, bütün beyitlerin ikinci dizeleri en baştaki beyit ile uyaklı olan ve çoğu kez büyükleri övmek için yazılan divan edebiyatı şiir türü


Lisan : Arapça ḳaṣīde

Telaffuz : kasi:de

kasideci
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kaside yazan şair

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birine yaranmak amacıyla aşırı övgüde bulunan kimse


kasidecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kasidecinin yaptığı iş

2. Kasideci olma durumu


kasidehan
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kaside okumayı meslek edinmiş kimse


Lisan : Arapça ḳaṣīde + Farsça -ḫvān

Telaffuz : kasi:deha:nı

kâşif
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Var olan ancak bilinmeyen bir şeyi bulan, ortaya çıkaran kimse, bulucu


Lisan : Arapça kāşif

Telaffuz : kâ:şif

kasık

İlgili Kelimeler:

kasık bağı, kasık biti, kasık çatlağı, kasık fıtığı, kasık otu

Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Vücudun karın ile uyluk arasındaki bölümü

Örnek:

1. Tabancayı kılıfsız olarak kuşağının arasına, sol kasığının üstüne yerleştirdi.

1. Tabancayı kılıfsız olarak kuşağının arasına, sol kasığının üstüne yerleştirdi.


kaşık

İlgili Kelimeler:

kaşık çalımı, kaşık düşmanı, kaşık havası, kaşık kaşık, kaşık otu, kaşık oyunu, kaşık tırnak, çalakaşık, tahta kaşık, çay kaşığı, çorba kaşığı, kahve kaşığı, tatlı kaşığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sulu veya bazı ufak taneli yiyecekleri ağza götürmeye yarayan saplı sofra aracı

2. Ucu iğneli kaşık biçimindeki olta