92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Çin porseleninden kapılmış çanak
Lisan : Farsça kāse + faġfūr
Telaffuz : kâse'ifağfur
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Kötü beslenme, süreğen veya kötücül bir hastalığın seyri sırasında oluşan ileri derecede zayıflık, bitkinlik ve çöküntü durumu
Lisan : Fransızca cachexie
1. -i , -i , -i , -i , Damgalatmak, mühürletmek
1. Garanti belgesini tam olarak doldurun ve kaşeletip imzalatın.
1. Garanti belgesini tam olarak doldurun ve kaşeletip imzalatın.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kaşesi olan
2. isim , isim , isim , isim , İşverenin, kendisine başkaca bir yükümlülüğü olmadan çalışma süresine göre ücret verdiği kimse
yemin kasem
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ant
1. Yaşı daha kırk bile yok diye yeminler, kasemler, antlar...
1. Yaşı daha kırk bile yok diye yeminler, kasemler, antlar...
Lisan : Arapça ḳasem
kasetçalar, manyetik kaset, videokaset
1. isim , isim , isim , isim , İçinde, görüntü ve seslerin kaydedildiği, gerektiğinde yeniden kullanılmasını sağlayan bir manyetik şeridin bulunduğu küçük kutu
Lisan : Fransızca cassette
1. öfkelenmek, kızmak
1. Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi.
1. Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi.
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , On beş beyitten az olmayan, bütün beyitlerin ikinci dizeleri en baştaki beyit ile uyaklı olan ve çoğu kez büyükleri övmek için yazılan divan edebiyatı şiir türü
Lisan : Arapça ḳaṣīde
Telaffuz : kasi:de
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kaside yazan şair
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birine yaranmak amacıyla aşırı övgüde bulunan kimse
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kaside okumayı meslek edinmiş kimse
Lisan : Arapça ḳaṣīde + Farsça -ḫvān
Telaffuz : kasi:deha:nı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Var olan ancak bilinmeyen bir şeyi bulan, ortaya çıkaran kimse, bulucu
Lisan : Arapça kāşif
Telaffuz : kâ:şif
kasık bağı, kasık biti, kasık çatlağı, kasık fıtığı, kasık otu
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Vücudun karın ile uyluk arasındaki bölümü
1. Tabancayı kılıfsız olarak kuşağının arasına, sol kasığının üstüne yerleştirdi.
1. Tabancayı kılıfsız olarak kuşağının arasına, sol kasığının üstüne yerleştirdi.
kaşık çalımı, kaşık düşmanı, kaşık havası, kaşık kaşık, kaşık otu, kaşık oyunu, kaşık tırnak, çalakaşık, tahta kaşık, çay kaşığı, çorba kaşığı, kahve kaşığı, tatlı kaşığı
1. isim , isim , isim , isim , Sulu veya bazı ufak taneli yiyecekleri ağza götürmeye yarayan saplı sofra aracı
2. Ucu iğneli kaşık biçimindeki olta