Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
karşılama töreni
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Önemli bir kimsenin bir yere gelişi sırasında o yerin yöneticileri ve halkı tarafından yapılan kabul töreni


karşılamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dışarıdan gelen bir kimseye karşılayıcı olarak çıkmak, istikbal etmek

Örnek:

1. Beni karşıladılar ve ağırladılar.

1. Beni karşıladılar ve ağırladılar.

2. Karşılık olmak, denk gelmek, tekabül etmek

Örnek:

1. Herhâlde bu küçük bahçeyi kendi sebze ihtiyaçlarını karşılamak için yetiştirmişlerdi.

1. Herhâlde bu küçük bahçeyi kendi sebze ihtiyaçlarını karşılamak için yetiştirmişlerdi.

3. Söylenen, yapılan, bildirilen bir şeyi olumlu veya olumsuz bulmak

Örnek:

1. Bu suçlamayı hiç üzerimize almadan karşılar ve hoş görürüz.

1. Bu suçlamayı hiç üzerimize almadan karşılar ve hoş görürüz.

4. Önlemek, durdurmak

Örnek:

1. Bu ilaç sıtmayı karşılar.

1. Bu ilaç sıtmayı karşılar.

5. Masrafı ödemek

6. spor , spor , spor , spor , Boksta karşı oyuncunun yumruklarını savmak


karşılanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşılanabilmek işi


karşılanabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Karşılanma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Bizim yanlışlarımızın sonuçları yalnız bizi ilgilendirir olarak kaldıkça öz eleştirimiz güzel karşılanabilir.

1. Bizim yanlışlarımızın sonuçları yalnız bizi ilgilendirir olarak kaldıkça öz eleştirimiz güzel karşılanabilir.


karşılanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşılanma işi

Örnek:

1. Naciye Hanım bu iltifatlı karşılanışa aynı hararetle mukabele etmedi.

1. Naciye Hanım bu iltifatlı karşılanışa aynı hararetle mukabele etmedi.


karşılanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşılanmak işi


karşılanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Karşılama işi yapılmak


karşılaşabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşılaşabilmek işi


karşılaşabilmek fiil
Anlamı:

1. -le , -le , -le , -le , Karşılaşma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Bu evlilik akdinin ortadan kalktığı duyulduğunda, birtakım olaylarla karşılaşabileceğimi düşünmeliydim.

1. Bu evlilik akdinin ortadan kalktığı duyulduğunda, birtakım olaylarla karşılaşabileceğimi düşünmeliydim.


karşılaşma

İlgili Kelimeler:

sonuç karşılaşması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşılaşmak işi

2. spor , spor , spor , spor , İki sporcu veya iki takım arasında, karşılıklı olarak kazanmak amacıyla yapılan yarışma, maç


karşılaşmak fiil
Anlamı:

1. -le , -le , -le , -le , Karşı karşıya gelmek, rastlaşmak

Örnek:

1. Terdit, yazıda beklenmedik bir sonuçla karşılaşmak demektir.

1. Terdit, yazıda beklenmedik bir sonuçla karşılaşmak demektir.

2. nesnesiz , nesnesiz , spor , spor , nesnesiz , nesnesiz , spor , spor , İki sporcu veya iki takım yarışmak


karşılaştırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşılaştırabilmek işi


karşılaştırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Karşılaştırma ihtimali veya imkânı bulunmak


karşılaştırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşılaştırılmak işi


karşılaştırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Karşılaştırma işi yapılmak, kıyaslanmak


karşılaştırma

İlgili Kelimeler:

karşılaştırma derecesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kişi ve nesnelerin benzer veya aynı yanlarını incelemek için kıyaslama, mukayese


karşılaştırma derecesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Daha, çok, fazla, ziyade vb. kelimelerle kavramların karşılaştırılıp üst derecede gösterilmesi

Örnek:

1. Ondan daha güzel çocuk görmedim. Bu iş senden fazla beni üzüyor.

1. Ondan daha güzel çocuk görmedim. Bu iş senden fazla beni üzüyor.


karşılaştırmacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşılaştırmalı edebiyat veya dil bilimi uzmanı


karşılaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Karşılaştırma işini yaptırmak

2. Kişi ve nesnelerin benzer veya ayrı yanlarını incelemek için kıyaslamak, mukayese etmek

Örnek:

1. İlk önce ikisinin el yazısını elde edeceğiz, sonra bu mektupla karşılaştıracağız.

1. İlk önce ikisinin el yazısını elde edeceğiz, sonra bu mektupla karşılaştıracağız.

3. Dikişte giysinin bir yanına yapılan işlemi, eşitlik sağlamak amacıyla öbür yanında uygulamak


karşılaştırmalı

İlgili Kelimeler:

karşılaştırmalı dil bilgisi, karşılaştırmalı dil bilimi, karşılaştırmalı edebiyat

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Karşılaştırma yolu ile yapılan, mukayeseli


karşılaştırmalı dil bilgisi
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Akraba dilleri ve lehçeleri karşılaştırarak inceleyen dil bilgisi


karşılaştırmalı dil bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Karşılaştırma yöntemiyle çeşitli diller arasındaki ilişkileri, benzerlikleri belirleyip dil ailelerini tespit etmeyi amaçlayan inceleme


karşılaştırmalı edebiyat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşılaştırma yöntemiyle çeşitli edebiyatlar arasındaki ilişkileri, benzerlikleri tespit etmeyi amaçlayan bilim dalı, mukayeseli edebiyat


karşılayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşılayabilmek işi


karşılayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Karşılama ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Giderleri karşılayabilecek gelir sağlanamamakta ve maaşlar ödenememektedir.

1. Giderleri karşılayabilecek gelir sağlanamamakta ve maaşlar ödenememektedir.