Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
karıncakuşu
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Karıncayiyen


Telaffuz : karı'ncakuşu

karıncakuşugiller
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Karıncayiyengiller


Telaffuz : karı'ncakuşugiller

karıncalanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karıncalanma işi


karıncalanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karıncalanmak işi

Örnek:

1. Ama bu sefer, sadece ayak uçlarında değil şakaklarında da bir karıncalanma hissetti.

1. Ama bu sefer, sadece ayak uçlarında değil şakaklarında da bir karıncalanma hissetti.


karıncalanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir yere, bir şey üzerine karınca üşüşmek

2. Vücudun bir yerindeki uyuşukluktan sonra, kan dolaşımının başlamasıyla o yerde karıncalar dolaşır gibi bir izlenim uyanmak

Örnek:

1. Adamcağızın ara sıra ayakları karıncalandıkça dolaşacak bir yeri bile yok.

1. Adamcağızın ara sıra ayakları karıncalandıkça dolaşacak bir yeri bile yok.

3. Metal yüzeylerde pas yüzünden yer yer ufak delikler oluşmak

4. Verici veya alıcıdaki bozukluk sebebiyle televizyonda görüntü bozulmak

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aşırı zihin yorgunluğundan dolayı bir şeyi, bir durumu kavramada zorluk çekmek

Örnek:

1. Satırlar gözünün önünden silinir, gelecekle ilgili düşüncelerim karıncalanırdı.

1. Satırlar gözünün önünden silinir, gelecekle ilgili düşüncelerim karıncalanırdı.


karıncalar
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Zar kanatlıların, karınca adı altında toplanan ve beş bin kadar türü sayılan bir dalı


karıncalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde, üstünde karınca bulunan

2. Paslı veya dökülme sonucu küçük delikleri olan (metal)


karıncanın zevali gelince kanatlanır
Anlamı:

1. `kişi durumunun gereklerine aykırı taşkınlıklarda bulunursa artık düşecek demektir` anlamında kullanılan bir söz


karıncasever
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Karınca yiyerek beslenen ve karınca yuvası çevresinde yaşayan böcek


Telaffuz : karınca'sever

karıncasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Karıncası olmayan


karıncayı bile ezmemek (veya incitmemek)
Anlamı:

1. çok merhametli, ince duygulu olmak

Örnek:

1. Etliye sütlüye karışmadan, karıncayı bile incitmeden kendi hâlinde yaşayıp gidermiş.

1. Etliye sütlüye karışmadan, karıncayı bile incitmeden kendi hâlinde yaşayıp gidermiş.


karıncayiyen
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Karıncayiyengillerden, Avustralya'da yaşayan, karıncayla beslenen bir tür memeli, karıncakuşu (Echidna acule ata)


Telaffuz : karınca'yiyen

karıncayiyengiller
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Örnek hayvanı karıncayiyen olan, vücutları kirpi dikenli, ağızları boru biçiminde uzamış, karıncayla beslenen bir familya, karıncakuşugiller


karıncık

İlgili Kelimeler:

beyin karıncıkları

Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Vücudun çeşitli organları içinde bulunan boşluk

2. Kalbin alt bölümünde bulunan ve biri sağdaki akciğere kan pompalayan, öbürü soldaki akciğerden vücuda pompalanacak kanı alıp vücuda göndermeye yarayan iki boşluk


karından ayaklılar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karından bacaklılar


karından bacaklılar
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yumuşakçalardan, karınlarındaki etli, yassı pul biçimindeki uzantıları bacak gibi kullanarak ve sürünerek yürüyen salyangoz, sümüklü böcek vb.ni içine alan kabuklu hayvanlar sınıfı


karındaş
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kardeş


karındaşlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kardeşlik


karine
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Karışık bir iş veya sorunun anlaşılmasına, çözümlenmesine yarayan durum, ipucu

2. Belirti


Lisan : Arapça ḳarīne

Telaffuz : kari:ne

karine ile anlamak
Anlamı:

1. sözün gelişinden çıkarmak


kârını tamam etmek
Anlamı:

1. öldürmek


karının saçlısı, tarlanın taşlısı
Anlamı:

1. `kadının saçlı olanı ile tarlanın taşlı olanı makbuldür` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Vay başına, sen tarlada hiç taş komamışsın. Sonunda bunun sana zararı dokunur. Karının saçlısı, tarlanın taşlısı, demişler.

1. Vay başına, sen tarlada hiç taş komamışsın. Sonunda bunun sana zararı dokunur. Karının saçlısı, tarlanın taşlısı, demişler.


karınlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karınlamak işi


karınlamak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , denizcilik , denizcilik , -e , -e , denizcilik , denizcilik , Gemi yanını dayamak

Örnek:

1. Gemi rıhtıma karınlamış.

1. Gemi rıhtıma karınlamış.


karınlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Karnı olan

2. Karnı büyük ve çıkıntılı olan