Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
karın ağrısı

İlgili Kelimeler:

ince karın ağrısı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karında duyulan ağrı

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çekilmeyen, sevilmeyen kimse

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Adı, niteliği bilinmeyen şey

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Huzursuzluk, rahatsızlık veren iş, olay veya düşünce


karın boşluğu
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Kaburga kemikleriyle kalça kemiklerinin arasında vücudun her iki yanında bulunan bölge


karın doyurmak
Anlamı:

1. geçinmek

Örnek:

1. Yoğurtçuda çalışanlar bu türlü karın doyuranları çok görmüşlerdi.

1. Yoğurtçuda çalışanlar bu türlü karın doyuranları çok görmüşlerdi.

2. yararı olmak

Örnek:

1. Fakat öpüşmek, sevişmek karın doyurmuyor.

1. Fakat öpüşmek, sevişmek karın doyurmuyor.


karın tokluğuna
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Yapılan iş karşılığında yalnızca yiyip içme sağlamak üzere, boğaz tokluğuna

Örnek:

1. Sen patrona karın tokluğuna kayıkta miçoluk etmek üzere gelip uyuyakaldığını söyle.

1. Sen patrona karın tokluğuna kayıkta miçoluk etmek üzere gelip uyuyakaldığını söyle.


karın zarı

İlgili Kelimeler:

karın zarı iltihabı, karın zarı yangısı

Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Karın boşluğunun içini, bu boşluğun içinde bulunan bağırsakları, öbür organları kaplayan ve tutan zar, periton


karın zarı iltihabı
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Karın zarı yangısı


karın zarı yangısı
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Karın zarının çabuk ilerleyen veya kronik iltihabı, karın zarı iltihabı, peritonit


karina
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Gemi omurgası

2. Gemi teknesinin su içinde kalan bölümü


Lisan : İtalyanca carena

Telaffuz : kari'na

karina etmek
Anlamı:

1. gemiyi karinası ortaya çıkacak biçimde bir yanı üzerine yatırmak


karinalılar
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfının hemen bütün kuşları içine alan büyük bir bölümü


karinaya basmak
Anlamı:

1. karina etmek


karınca

İlgili Kelimeler:

karınca asidi, karınca belli, karınca duası, karıncaezmez, karıncaincitmez, karınca kaderince, karıncakuşu, karınca sabrı, karıncasever, karıncayiyen, karınca yuvası, akkarınca, atlı karınca, atom karınca

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Zar kanatlılardan, toplu olarak yaşayan, yuvaları toprağın altında olan ve birçok türü bulunan böceklerin genel adı (Formica)

2. Madenlerde, döküm sırasında arada hava kalmasından veya pastan ileri gelen ufak boşluk


karınca asidi
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Formik asit


karınca belli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Beli çok ince olan (kimse)


karınca duası
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Bereket getirdiğine inanılarak iş yerlerine asılan dua


karınca duası gibi
Anlamı:

1. çok küçük, sık ve okunaksız (yazı)


karınca kaderince
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Karınca kararınca

Örnek:

1. Bu, karınca kaderince, memleketime az da olsa yararlı olacağımın, olmak için çalışacağımın sevincidir.

1. Bu, karınca kaderince, memleketime az da olsa yararlı olacağımın, olmak için çalışacağımın sevincidir.


karınca kararınca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Az da olsa, elinden geldiği kadar, karınca kaderince

Örnek:

1. Kendi kızları çalışıyor, karınca kararınca eve bir şeyler getiriyorlardı.

1. Kendi kızları çalışıyor, karınca kararınca eve bir şeyler getiriyorlardı.


karınca sabrı
Anlamı:

1. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yoğun biçimde gösterilen sabır

Örnek:

1. Göz nuru dökerek, karınca sabrıyla işleyip şimdi inceliğine eriştirdiği atalar mirası Türkçemiz.

1. Göz nuru dökerek, karınca sabrıyla işleyip şimdi inceliğine eriştirdiği atalar mirası Türkçemiz.


karınca yuvası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karıncaların barındığı yer


karınca yuvası gibi
Anlamı:

1. çok kalabalık


karınca yuvası gibi kaynamak
Anlamı:

1. çok kalabalık ve hareketli olmak


Ön Takı : (bir yer)

karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar
Anlamı:

1. `kişi çalışıp kazanabildiği zamanı boş geçirmemeli, çalışamayacağı günler için geçimini sağlayacak varlık edinmelidir` anlamında kullanılan bir söz


karıncaezmez
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çok merhametli, ince duygulu (kimse), karıncaincitmez

2. Yavaş hareket eden


Telaffuz : karınca'ezmez

karıncaincitmez
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Karıncaezmez


Telaffuz : karınca'incitmez