Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kargışlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kargımak


kargışlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tanrı'nın ve insanların nefretine, lanetine uğramış, melun, lanetli


kargo
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yük taşıyan uçak veya gemi

2. Uçak, gemi vb. bir taşıtla taşınan eşya, yük

3. Bir yerden bir yere yük veya posta taşıyan şirket

4. Bu şirketin taşıdığı yük veya posta


Lisan : Fransızca cargo

kargocu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kargo işiyle uğraşan kimse


kargoculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kargocunun yaptığı iş


karha
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , tıp , tıp , isim , isim , eskimiş , eskimiş , tıp , tıp , Ülser


Lisan : Arapça ḳarḥa

kari
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Okuyucu, okur

Örnek:

1. Bu kusurlara rağmen Gülistan tercümesi bugünkü hâliyle de Türk karisi için faydalı olmaktan uzak değildir.

1. Bu kusurlara rağmen Gülistan tercümesi bugünkü hâliyle de Türk karisi için faydalı olmaktan uzak değildir.

2. Kur'an'ı kurallarına uygun bir biçimde okuyan kimse


Lisan : Arapça ḳāriʾ

Telaffuz : ka:ri:

karı

İlgili Kelimeler:

karı ağızlı, karı kız milleti, karı koca, karım köylü, karısı ağızlı, karısı köylü, katır karı, kocakarı, alkarısı, çarşamba karısı, mahalle karısı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce

Örnek:

1. Eve varınca karım Fadime kapıyı açar.

1. Eve varınca karım Fadime kapıyı açar.

2. kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , Kadın

Örnek:

1. Analar ağlıyor, nişanlılar ağlıyor, karılar ağlıyordu fakat Saliha kadın buna alışmıştı.

1. Analar ağlıyor, nişanlılar ağlıyor, karılar ağlıyordu fakat Saliha kadın buna alışmıştı.

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Yaşlı, ihtiyar


karı ağızlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Dedikodu yapan (erkek)

2. Karısının etkisiyle, karısının ağzıyla konuşan (erkek), karısı ağızlı


karı ağızlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karı ağızlı olma durumu


karı gibi
Anlamı:

1. korkak, dönek (erkek)


karı kız milleti
Anlamı:

1. isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , Toplumun dişi cinsinden olanları


karı koca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birbirleriyle evlenmiş kadın ve erkek

Örnek:

1. Oğulları Amerika'ya kaçtığından beri karı koca ismini bile ağızlarına almıyorlardı.

1. Oğulları Amerika'ya kaçtığından beri karı koca ismini bile ağızlarına almıyorlardı.


karı koca bir sözle yakın, bir sözle uzaktır
Anlamı:

1. `bir kadınla bir erkek, birbirlerine bağlandıklarını bildiren bir sözle karı koca olurlar, böyle bir bağın kalmadığını bildiren bir sözle de yabancı olurlar` anlamında kullanılan bir söz


karı koca olmak
Anlamı:

1. nikâhlı veya nikâhsız birlikte yaşamaya başlamak


karı kocalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karı koca olma durumu


kârı olmamak
Anlamı:

1. yapabileceği iş olmamak

Örnek:

1. Yaralı yaban domuzu gibi kaçan canavara yetişmek lalanın kârı değildi.

1. Yaralı yaban domuzu gibi kaçan canavara yetişmek lalanın kârı değildi.


Ön Takı : (birinin)

karides

İlgili Kelimeler:

karides ağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Denizlerde veya tatlı sularda yaşayan, yüzücü, orta büyüklükte kabuklu, eti yenir bir deniz hayvanı

Örnek:

1. Elimi çapçağa daldırdım, karidesi bıyığından yakaladım.

1. Elimi çapçağa daldırdım, karidesi bıyığından yakaladım.


Lisan : Rumca

karides ağı
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Karides avlamakta kullanılan bir ağ türü


karidesçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karides satan veya yakalayan kimse


karidesçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karidesçinin yaptığı iş


kariha
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Düşünme gücü


Lisan : Arapça ḳarīḥa

Telaffuz : kari:ha

karık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kar yağmış bir alana bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Karlı bir alana bakma sonucu kamaşmış (göz)


karık
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Ark

2. Arklar arasında kalan toprak parçası

3. Sabanla açılan çizi


karikatür
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsan ve toplumla ilgili her tür olayı konu alarak abartılı bir biçimde veren, düşündürücü ve güldürücü resim

Örnek:

1. Bu çehreye öyle bön, öyle kaba bir hâl çökmüştü ki hiçbir karikatür bunu tasvir edemez.

1. Bu çehreye öyle bön, öyle kaba bir hâl çökmüştü ki hiçbir karikatür bunu tasvir edemez.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Beceriksizce yapılmış şey, taslak

Örnek:

1. Ev karikatürü.

1. Ev karikatürü.


Lisan : Fransızca caricature