92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Ortaklıkların ürünlerini satışta göz önünde tuttukları kâr oranı
1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , İşletme ve şirketin kendi kâr veya zararlarından sorumlu olarak çalışan, yerine göre tamamen bağımsız davranabilen birimi
1. `elverişli bir ortamda çoğalan şeyler, ortam elverişliliğini yitirince yok olur` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Herhangi bir malın maliyet fiyatı üzerine konulan ve satıcıya kalan kazanç
2. Bir işletmenin maliyet giderleri ve zararları çıkarıldıktan sonra kalan net kârın pay senedi başına düşen bölümü, temettü hissesi
1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Bir işletmenin ve şirketin yıl sonu kârlarından çalışanlarına, bir teşvik yöntemi olarak pay verilmesi
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Kayarken kayak uçlarını birbirine yaklaştırma, arka uçlarını ise birbirinden uzaklaştırmayla sağlanan frenleme durumu
1. `gerçek gereksinimler, avutucu, oyalayıcı şeylerle karşılanmaz` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Elle top biçiminde sıkıştırılmış, eğlence amacıyla karşılıklı atılan kar topağı
1. `ticarette sadece kâr etmek düşünülmez, zarar da edilebilir` anlamında kullanılan bir söz
karaağaç, kara ağızlı, karaardıç, karaasma, karabacak, kara baht, karabakal, karabaldır, karabalık, karaballık, karabasan, karabaş, karabatak, karabiber, karaborsa, kara boya, karabuğday, karabulut, kara bulut, karaburçak, kara cahil, karaciğer, kara cümle, karaçalı, karaçam, karaçayır, kara çıyan, karadağlı, kara damaklı, karadavar, kara delik, karadul, karadut, kara düzen, kara elmas, kara et, Karaevli, karafatma, kara fırın, karagevrek, karagöz, Karagöz, karagül, kara gün, karagürgen, kara haber, karahalile, karahindiba, karahumma, karaiğne, karakabarcık, karakaçan, karakafes, kara kalem, kara kaplı kitap, karakarga, karakaş, karakavak, karakavuk, karakavza, karakeçi, kara kehribar, karakeme, karakılçık, kara kış, kara koca, karakoncolos, kara kovan, karakucak, karakul, karakulak, kara kullukçu, kara kuru, kara kusmuk, karakuş, karakutu, kara kutu, kara kuvvet, karalahana, karaleylek, kara liste, kara maşa, kara mizah, kara nokta, kara para, kara pazar, karasakız, kara sarı, kara sevda, karasığır, karasinek, karasu, kara su, karataban, kara tahta, kara talih, karatavuk, kara tren, karaturp, kara yağız, karayaka, karayandık, karayanık, kara yas, kara yazı, kara yel, karayemiş, kara yer, karayılan, kara yüz, acıkara, ağzı kara, bağrıkara, bağrı kara, bahtı kara, baldırıkara, baştankara, gönlü kara, gözü kara, karnıkara, karnı kara, kıçtankara, sırtıkara, yağlı kara, yanıkara, yüzü kara, fil dişi karası, horozkarası, kalecikkarası, papazkarası, sergikarası, tavukkarası, yürek karası, yüz karası
1. isim , isim , isim , isim , En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan
1. Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım
1. Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım
3. Esmer
4. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Kötü, uğursuz, sıkıntılı
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yüz kızartıcı durum, leke
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İftira
kara iklimi, kara kurbağası, kara kuvvetleri, kara mili, kara saban, kara suları, kara vapuru, kara yeli, kara yolu, kara yosunu, ana kara, çaykara
1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak
1. Kurbağa karada da soluk alır, suda da.
1. Kurbağa karada da soluk alır, suda da.
Lisan : Arapça ḳārra
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Kara çalıcı, iftira eden
1. Bu kara ağızlıların yüzde yüz sahteci ve yalancı olduklarını bilir.
1. Bu kara ağızlıların yüzde yüz sahteci ve yalancı olduklarını bilir.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yaşayışı, hayatı sürekli kötü, mutsuz, bahtlı karşıtı
1. Dünyanın en kara bahtlı insanı, ne demek olduğunu biz biliriz.
1. Dünyanın en kara bahtlı insanı, ne demek olduğunu biz biliriz.
1. isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , Koyu esmer renkte büyük yağmur bulutu, nimbus
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok cahil
1. Paşa kara cahil olduğunu ileri sürdüğü hâlde, öyle değildi.
1. Paşa kara cahil olduğunu ileri sürdüğü hâlde, öyle değildi.
1. birine iftira etmek, kara sürmek
1. Allah için güzel kapışıyoruz, birbirimize kara çalmakta üstümüze yok.
1. Allah için güzel kapışıyoruz, birbirimize kara çalmakta üstümüze yok.
1. isim , isim , şaka yollu , şaka yollu , isim , isim , şaka yollu , şaka yollu , Aritmetikte dört işlem
1. Hesabın, bütün bu derslerin hepsinin üstünde olması, Ömer Hoca'nın kara cümleyi iyice okutmasındandır.
1. Hesabın, bütün bu derslerin hepsinin üstünde olması, Ömer Hoca'nın kara cümleyi iyice okutmasındandır.
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , İnatçı, aksi (kimse)
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Yakınındaki nesnelerin kaçıp kurtulmasına izin vermeyecek kadar yüksek çekim kuvvetine sahip, çok yoğun bir kütlenin oluşturduğu uzay bölgesi
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Parasal açıdan kapatılamayan açık
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Halk müziğinde bağlama çalış türlerinden biri
1. Gayet iyi kara düzen çalardı, gür bir sesle eski türküler söylerdi.
1. Gayet iyi kara düzen çalardı, gür bir sesle eski türküler söylerdi.
2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Düzensiz, karışık