Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kapsayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapsayabilmek işi


kapsayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kapsama ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Gelecek henüz var olmayan yaşama zamanıdır, umulmadık her şeyi kapsayabilir.

1. Gelecek henüz var olmayan yaşama zamanıdır, umulmadık her şeyi kapsayabilir.


kapsayıcı
Anlamı:

1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , Bütün özellikleri ve incelikleri içine alan tanım, kısır döngü karşıtı


kapsayıcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapsayıcı olma durumu


kapsayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapsama işi


kapsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kabı olmayan

2. Kaplanmamış olan


kapsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapsız olma durumu


kapsül

İlgili Kelimeler:

uzay kapsülü

Anlamı:

1. Ateşli silahlarda horozun veya iğnenin çarpmasıyla ateş alan, bir tür özel barutla dolu, küçük, yuvarlak metal parça

2. tıp , tıp , tıp , tıp , Bazı ilaçların, kolay yutulmak üzere içine konulduğu, ilacın yapısını etkilemeyen jelatinden kap

3. Laboratuvarlarda kullanılan yarım küre biçimindeki kap

4. Raflı mobilyalarda rafları taşımak için yan tablalara açılan deliklere çakılan ortası delik ve silindir biçimli metal veya plastik araç

5. Oturma mobilyalarının, masa, sehpa vb. eşyaların ayaklarının altına çakılan, genellikle üç tırnaklı veya ortadan çivili, tepesi bombeli, kalın sacdan pres yapılarak elde edilen araç

6. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Bazı bitkilerde tohumları içinde taşıyan kuru kabuk

7. hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Bir organı veya yapıyı çevreleyen kese biçiminde zar

8. Oyuncak tabancalarda kullanılan, şerit biçiminde iki kâğıt tabaka arasına konmuş patlayıcı madde

9. Şişe kapağı


Lisan : Fransızca capsule

kaptan

İlgili Kelimeler:

kaptanıderya, kaptan köprüsü, kaptan köşkü, kaptan paşa, kaptanpaşakuzusu, kaptan pilot, ikinci kaptan, kılavuz kaptan, uzak yol kaptanı

Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Gemi yönetimiyle ilgili en yüksek görevli

Örnek:

1. Başkasını seçselerdi, o kaptan, ben de seve seve dalgıç ya da hava verici makineci olurdum.

1. Başkasını seçselerdi, o kaptan, ben de seve seve dalgıç ya da hava verici makineci olurdum.

2. spor , spor , spor , spor , Takım oyunlarında takımı temsil eden kimse

3. Kaptan pilot

4. Yolcu otobüsü sürücüsü

5. tarih , tarih , tarih , tarih , Balkanlarda çete savaşı yapan milis gücünde çarpışan kimse, efe

Örnek:

1. Yaşar Kaptan dedikleri bir sarı yılan / Kayalar kadısını durdurur divan

1. Yaşar Kaptan dedikleri bir sarı yılan / Kayalar kadısını durdurur divan


Lisan : İtalyanca capitan

kaptan köprüsü
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Kaptan köşkü

Örnek:

1. Ancak bizler kaptan köprüsüne çıkamayız, bırakmazlar.

1. Ancak bizler kaptan köprüsüne çıkamayız, bırakmazlar.


kaptan köşkü
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Kaptanın gemiyi yönettiği, geminin üst katında bulunan bölüm, kaptan köprüsü, köprü üstü

Örnek:

1. Ben kaptan köşküne çıkarsam gemiyi yürütürüm diye evhama düştüm.

1. Ben kaptan köşküne çıkarsam gemiyi yürütürüm diye evhama düştüm.


kaptan paşa
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Kaptanıderya


kaptan pilot
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uçakta sorumlu ve en yetkili pilot


kaptanıderya
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Osmanlı Devleti'nde deniz kuvvetlerinin en büyük askerî ve idari amiri, kaptan paşa

Örnek:

1. Ertesi sabah tam demir alırken kaptanıderyanın bir namesini aldı.

1. Ertesi sabah tam demir alırken kaptanıderyanın bir namesini aldı.


Lisan : İtalyanca capitan + Farsça deryā

Telaffuz : kapta:'nıderya

kaptanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaptan olma durumu

2. Kaptanın mesleği ve rütbesi


kaptanpaşakuzusu
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Dalga tepelerinin çatlamasıyla oluşan, deniz üzerinde dizi hâlinde görünen beyazlık


Telaffuz : kapta'npaşakuzusu

kaptıkaçtı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yolcu taşımakta kullanılan motorlu küçük taşıt

Örnek:

1. Kaptıkaçtı tipi arabası arka tekerlekleri duvara takılı durmuştu.

1. Kaptıkaçtı tipi arabası arka tekerlekleri duvara takılı durmuştu.

2. İskambil kâğıtlarıyla oynanan bir oyun türü

Örnek:

1. Kadınlarla beraber külhanbeylerin kaptıkaçtı oynadıkları yalnız kahve ile çay içilen bir halk kahvesi vardı.

1. Kadınlarla beraber külhanbeylerin kaptıkaçtı oynadıkları yalnız kahve ile çay içilen bir halk kahvesi vardı.

3. Kapıp kaçarak yapılan hırsızlık


Telaffuz : kaptı'kaçtı

kaptırış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaptırma işi

Örnek:

1. O koşturmalar yakayı kaptırışın, dizginleri ele verişin açıklamaları gibi geliyordu ona.

1. O koşturmalar yakayı kaptırışın, dizginleri ele verişin açıklamaları gibi geliyordu ona.


kaptırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaptırmak işi

2. Marangozlukta kullanılan küçük el testeresi


kaptırmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir şeyin ele geçirilmesine, kapılmasına yol açmak

2. Vücudun herhangi bir organı, bir kaza sonucunda makine tarafından ezilmek veya koparılmak

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yanlış bir davranış sonucu birine uygun imkânı sağlamak, fırsat vermek

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Elinden kaçırmak

Örnek:

1. Hadiye de beş yıl önce kocasını daha genç bir aktrise kaptırdı.

1. Hadiye de beş yıl önce kocasını daha genç bir aktrise kaptırdı.


kapuçin
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Latin çiçeği


Lisan : Fransızca capucine

kapuçino
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kremalı, sütlü İtalyan kahvesi


Lisan : İtalyanca cappuccino

Telaffuz : kapuçi'no

kapuska
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Etle pişirilmiş lahana yemeği


Lisan : Rusça

Telaffuz : kapu'ska

kapüşon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Başlık


Lisan : Fransızca capuchon

kaput
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İskambilde el vermeden yenme

2. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Kötü, bozuk, işe yaramaz


Lisan : Almanca Kaputt