Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kaput

İlgili Kelimeler:

kaput bezi, askerî kaput

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Asker paltosu

Örnek:

1. İsli tavana bakarak kaputumun düğmelerini iliklemeye başladım.

1. İsli tavana bakarak kaputumun düğmelerini iliklemeye başladım.

2. Otomobil, kamyon vb. motorlu taşıtlarda motoru örten açılır kapanır biçimdeki kapak

3. Prezervatif


Lisan : Fransızca capote

kaput bezi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Amerikan bezi


kaput etmek
Anlamı:

1. kâğıt oyununda karşısındakini tek sayı alma imkânından yoksun bırakmak


kaput gitmek (veya olmak)
Anlamı:

1. kâğıt oyununda hiçbir sayı alamamak

2. argo , argo , argo , argo , hiçbir sınavı verememek


kaputluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaputların konulduğu yer

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kaput yapmak için kullanılan (kumaş)


kapuz
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kanyon

2. İçine girilmeyen sık orman


kar

İlgili Kelimeler:

kar baykuşu, kar beyaz, kar çiçeği, kardelen, kar dikeni, kar fırtınası, kar helvası, kar ispinozu, kar kuşu, kar kuyusu, kar sapanı, kartopu, kar topu, karyağdı, kar yükü, kardan adam, buzul kar, kristal kar, sulu kar

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak düşen su buharı

Örnek:

1. Kıştı, yerler iki karış kar tutmuştu.

1. Kıştı, yerler iki karış kar tutmuştu.


kâr

İlgili Kelimeler:

kâr haddi, kâr marjı, kâr merkezi, kâr payı, kâr paylaşımı, her hâlükârda, akıl kârı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı

2. İş

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yarar, fayda

Örnek:

1. Bundan benim hiçbir kârım yok.

1. Bundan benim hiçbir kârım yok.

4. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay

5. ticaret , ticaret , ticaret , ticaret , Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark


Lisan : Farsça kār

Telaffuz : kâ:rı

kar baykuşu
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , İskandinavya ve kuzey kürede yaşayan koyu renk benekli büyük baykuş (Nyctes scandica)


kar beyaz
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bembeyaz, çok beyaz

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan

Örnek:

1. Kumral saçlarının çevrelediği çökkün yüzünü eğerek elindeki iğne oyalı kar beyaz mendile uzun uzun sümkürdü.

1. Kumral saçlarının çevrelediği çökkün yüzünü eğerek elindeki iğne oyalı kar beyaz mendile uzun uzun sümkürdü.


kâr bırakmak
Anlamı:

1. kazanç getirmek


kar çiçeği
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Süsengillerden, beyaz ve pembe çiçekler açan soğanlı bitki (Leuconium)


kar dikeni
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Diş otugillerden, pembe çiçekli bir tür çalı (Acantholimon echinus)


kâr etmek
Anlamı:

1. kazanç elde etmek, yarar sağlamak

2. etki yapmak

3. iyi gelmek, etkisi iyi olmak


kâr etmemek
Anlamı:

1. yararı olmamak, etki yapmamak

Örnek:

1. Nasihat, tehdit hiçbiri kâr etmedi.

1. Nasihat, tehdit hiçbiri kâr etmedi.


kar fırtınası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şiddetli rüzgârın yağan karı sağa sola savurmasıyla oluşan fırtına, tipi


kâr getirmek
Anlamı:

1. bir şey para kazandırmak


kar gibi
Anlamı:

1. temiz, beyaz

Örnek:

1. Kar gibi çamaşırları serip eve döndü.

1. Kar gibi çamaşırları serip eve döndü.


kâr haddi
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Kazancın sınırı


kar helvası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pekmez karıştırılmış kar

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İcat edenlerin bile beğenmedikleri şey


kar ispinozu
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Asya ve Avrupa'nın yüksek yerlerinde, karlık bölgelerde yaşayan serçeye benzer küçük ötücü kuş (Montifringilla nivalis)


kâr koymak
Anlamı:

1. bir şeyin maliyet fiyatı üzerine kâr payını katmak, kazanç koymak


kar kuşu
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Serçegillerden, karlı dağların doruklarında yaşayan, bacakları ve parmakları tüylü bir kuş (Plectrophenax nivalis)


kar kuytuda, para pintide eğleşir
Anlamı:

1. `her şey, saklanabilen yerde ve saklamasını bilenin yanında bulunur` anlamında kullanılan bir söz


kar kuyusu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazın kullanılmak üzere içinde kar saklanan kuyu, karlık