kara maşa

Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Zayıf, esmer, ufak tefek kadın

kara mili

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 1609 metre uzunluğundaki bir ölçü birimi

kara mizah

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yalnız güldürmeyi değil, düşündürmeyi ve yergiyi de amaçlayan mizah

Örnek:

1. Acının, yanlışın hatta çirkinin kara mizahı tam anlamıyla yapılmadı daha.

1. Acının, yanlışın hatta çirkinin kara mizahı tam anlamıyla yapılmadı daha.

kara nokta

Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Kara yollarında çok sık kaza olan yer

kara para

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yasa dışı yollardan sağlanan kazanç

kara para aklamak

Anlamı:

1. yasa dışı yollarla elde edilen parayı yasallaştırmak için yatırım yapmak

kara paracı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kara parayla uğraşan kimse

kara paracılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kara paracı olma durumu

kara pazar

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Piyasada olmayan malların gizli olarak yüksek fiyatla satıldığı yer

kara saban

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Toprağı sürmede kullanılan ilkel bir tarım aracı

Örnek:

1. Kara saban, traktörün yanında, koca bir şahmerdana nispetle küçücük bir çekiç.

1. Kara saban, traktörün yanında, koca bir şahmerdana nispetle küçücük bir çekiç.

kara sarı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Siyaha çalan sarı

Örnek:

1. Yüzünde kara sarı bir renk arada bir değişiyordu.

1. Yüzünde kara sarı bir renk arada bir değişiyordu.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan

kara sevda

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Umutsuz ve güçlü aşk

2. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Kişinin belirli bir neden olmadan çöküntü durumuna girip çevreden gelen uyaranlara kapanması, güçlü suç ve günah duyguları içine düşmesi durumu, malihülya, melankoli

kara sevdalı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kara sevdaya tutulmuş, melankolik

kara su

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağır akan su

kara suları

Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Bir devletin deniz kıyıları boyunca egemenliği altında tuttuğu belli genişlikte su şeridi

kara sürmek

Anlamı:

1. kara çalmak

Örnek:

1. Gericiliği, insanlara kara sürme suçlamalarını kabul etmedi.

1. Gericiliği, insanlara kara sürme suçlamalarını kabul etmedi.

kara tahta

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okullarda üzerine tebeşirle yazı yazılan, tahtadan yapılmış, siyah veya yeşil renkli, geniş levha, yazboz tahtası, tahta

kara talih

Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Kara yazı

Örnek:

1. Kara talihimin bir gün bir vesile ile değişmesi şart.

1. Kara talihimin bir gün bir vesile ile değişmesi şart.

kara tren

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kömürle işleyen tren

kara vapuru

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Demir yolu taşıtı

kara yağız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Esmer (erkek)

Örnek:

1. Hiç kimse bu kara yağız garip yiğide biliş çıkmadı.

1. Hiç kimse bu kara yağız garip yiğide biliş çıkmadı.

kara yas

Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Aşırı bir biçimde üzüntüye kapılma

Örnek:

1. O gün hakikat olur bu milletin rüyası / O gün bu millet atar üstünden kara yası

1. O gün hakikat olur bu milletin rüyası / O gün bu millet atar üstünden kara yası

kara yasa bürünmek

Anlamı:

1. aşırı üzülmek

2. derin derin düşünmek

kara yazı

Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Kötü yazıldığına inanılan alın yazısı, kara talih, kara baht

kara yel

Anlamı:

1. isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , Kuzeybatıdan esen, genellikle soğuk, bazen fırtına niteliğinde yel, keşişleme karşıtı

2. Kuzeybatı 315°'lik yön