kanuncu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kanun yapan

2. Kanunu uygulayan

kanunculuk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanuncunun yaptığı iş

kanunen

Anlamı:

1. zarf , zarf , hukuk , hukuk , zarf , zarf , hukuk , hukuk , Yasa gereğince, yasal olarak

Lisan : Arapça ḳānūnen

Telaffuz : ka:nu:nen

kanuni

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , Yasal

Lisan : Arapça ḳānūnī

Telaffuz : ka:nu:ni:

kanuni

Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Kanuncu

Lisan : Arapça ḳānūnī

Telaffuz : ka:nu:ni:

kanuniyet

Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Yasa olma gücünü kazanma

Lisan : Arapça ḳānūniyyet

Telaffuz : ka:nu:niyet

kanuniyet kesbetmek

Anlamı:

1. yasa niteliğini kazanmak, yasa durumu almak, yasalaşmak

kanunlaşma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanunlaşmak işi, yasalaşma

kanunlaşmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yasalaşmak

kanunlaştırılma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yasalaştırılma

kanunlaştırılmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yasalaştırılmak

kanunlaştırma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yasalaştırma

kanunlaştırmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yasalaştırmak

kanunname

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yasa kitabı

Örnek:

1. Alaydan yetişen mutlaka talimnameyi, dâhiliye kanunnamesini vesaireyi bilir.

1. Alaydan yetişen mutlaka talimnameyi, dâhiliye kanunnamesini vesaireyi bilir.

Lisan : Arapça ḳānūn + Farsça nāme

Telaffuz : ka:nunna:me

kanunsuz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yasası olmayan, yasasız

Örnek:

1. Yeni kanunu anlamak, dinlemek için önce kanunsuz olmak lazımdır.

1. Yeni kanunu anlamak, dinlemek için önce kanunsuz olmak lazımdır.

2. Yasaya aykırı

Örnek:

1. Kanunsuz bir grev barikatında ilk kurşun senin alnına çarpar.

1. Kanunsuz bir grev barikatında ilk kurşun senin alnına çarpar.

kanunsuzluk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yasaya aykırılık, yasasızlık

kanunu çiğnemek

Anlamı:

1. yasal olmayan iş yapmak

Örnek:

1. Ben bir gazeteciyim. Kanunları çiğnemişsem bu ülkenin savcıları gerekeni yaparlar.

1. Ben bir gazeteciyim. Kanunları çiğnemişsem bu ülkenin savcıları gerekeni yaparlar.

kanunuesasi

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , hukuk , hukuk , isim , isim , eskimiş , eskimiş , hukuk , hukuk , Anayasa

Lisan : Arapça ḳānūn + esāsī

Telaffuz : ka:nu:'nuesa:si:

kânunuevvel

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Aralık

Lisan : Arapça kānūn + evvel

Telaffuz : kâ:nu:'nuevvel

kânunusani

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ocak

Lisan : Arapça kānūn + s̱ānī

Telaffuz : kâ:nu:'nusa:ni

kanyak

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konyak

Lisan : Fransızca cognac

kanyon

Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Bir akarsuyun kalkerli bir alanda oyarak oluşturduğu, bir kıvrımı keserek iki yandaki çukurlukları birleştiren, dar ve boğaz biçimindeki vadi, dar boğaz, kapuz, kısık, klüz

Örnek:

1. Rüzgârların kanyonlarda ıslık çaldığı gün batımları insanın içine dokunurdu.

1. Rüzgârların kanyonlarda ıslık çaldığı gün batımları insanın içine dokunurdu.

Lisan : Fransızca canyon

kanyoncu

Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Kanyonculuk sporuyla ilgilenen kimse

kanyonculuk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanyonda belirlenmiş bir noktadan başka bir noktaya ulaşmak üzere yürüyüş, kampçılık, yüzme, kaya tırmanışı vb. sporların tekniklerinin birlikte kullanıldığı doğa sporu

kaolin

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arı kil

Lisan : Fransızca kaolin