Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kanıtsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanıtsız olma durumu


kanıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanıvermek durumu


kanıvermek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Kanmak

Örnek:

1. Nezlenin bu pis kurnazlığına çabucacık kanıveririz.

1. Nezlenin bu pis kurnazlığına çabucacık kanıveririz.


Telaffuz : kanı'vermek

kanıya varmak
Anlamı:

1. belli bir kanı edinmiş olmak


kanıyla ödemek
Anlamı:

1. yaptığının cezasını hayatıyla ödemek


kanka
Anlamı:

1. isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Kardeş kadar yakın olan kimse


kankalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanka olma durumu


kankan
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kadınların oynadığı hareketli bir Fransız dansı


Lisan : Fransızca cancan

kankırmızı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Yaman

Örnek:

1. İhtiyarlığına tesadüf eden bu son nesil kankırmızı çıkmış, ötekilere rahmet okutmuştu.

1. İhtiyarlığına tesadüf eden bu son nesil kankırmızı çıkmış, ötekilere rahmet okutmuştu.


Telaffuz : ka'nkırmızı

kankızıl
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Becerikli

Örnek:

1. O yırtık ve yapışkan gazetecilerin en kankızılı bile kelime alamıyordu kadının ağzından.

1. O yırtık ve yapışkan gazetecilerin en kankızılı bile kelime alamıyordu kadının ağzından.


Telaffuz : ka'nkızıl

kankurutan
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Adamotu


Telaffuz : ka'nkurutan

kanlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanlamak işi


kanlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kana bulamak


kanlandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanlandırmak işi


kanlandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kanlanmasını sağlamak


kanlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanlanmak işi


kanlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kan bulaşmak

Örnek:

1. Sargı kanlandı.

1. Sargı kanlandı.

2. Kanı çoğalmak

3. Bir organda kan birikmek

Örnek:

1. Kanlanan gözlerinden sıcak yaşlar akıyor, heyecan ve yorgunluğundan nefesi tıkanıyordu.

1. Kanlanan gözlerinden sıcak yaşlar akıyor, heyecan ve yorgunluğundan nefesi tıkanıyordu.


kanlı

İlgili Kelimeler:

kanlı ishal, kanlı bıçaklı, kanlı canlı, kanlı katil, ağırkanlı, delikanlı, serinkanlı, sıcakkanlı, soğukkanlı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kan bulaşmış

Örnek:

1. Öldürdüğü güzele ağlayan bu katilin / Elleri kanlı fakat gözyaşları temizdi

1. Öldürdüğü güzele ağlayan bu katilin / Elleri kanlı fakat gözyaşları temizdi

2. Kanı olan

3. Kan dökülmesine neden olan

Örnek:

1. Bu savaş çok kanlı olacak, beyler.

1. Bu savaş çok kanlı olacak, beyler.

4. İsteyerek kan dökmüş olan (kimse), hunriz, katil

5. Kanlanmış olan

Örnek:

1. Kanlı göz.

1. Kanlı göz.

6. isim , isim , isim , isim , Kan davasında taraf olan kimse

Örnek:

1. Oğlumun kanlısı Abbas kâfiri değil, oğlumun kanlısı Esme'dir.

1. Oğlumun kanlısı Abbas kâfiri değil, oğlumun kanlısı Esme'dir.

7. tıp , tıp , tıp , tıp , Kanı yoğun olan, demevi

Örnek:

1. Kanlı adam.

1. Kanlı adam.


kanlı bıçaklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Birbirlerini öldürecek kadar düşman olan (kimse)

Örnek:

1. Enişte bey, siz Kalender'le kanlı bıçaklı denecek derecede korkunç bir şekilde dargındınız.

1. Enişte bey, siz Kalender'le kanlı bıçaklı denecek derecede korkunç bir şekilde dargındınız.


kanlı bıçaklı olmak
Anlamı:

1. aralarında herhangi bir nedenden dolayı birbirini öldürecek kadar düşmanlık bulunmak


kanlı canlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Sağlıklı, sapasağlam, vücut sağlığı yüzünden belli olan (kimse)


kanlı gömlek gizlenemez
Anlamı:

1. `bazı kötü şeylerin gizlenmesi mümkün değildir` anlamında kullanılan bir söz


kanlı ishal
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Dizanteri


kanlı katil
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çok insan öldürmüş veya birini vahşice öldürmüş kimse

Örnek:

1. Bir kanlı katile yataklık yapmış gibi pişmanlık duyuyordu.

1. Bir kanlı katile yataklık yapmış gibi pişmanlık duyuyordu.


kanlı yaş (veya yaşlar) dökmek
Anlamı:

1. büyük üzüntüyle ağlamak