Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kanı sıcaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanı sıcak olma durumu


kanı sulanmak
Anlamı:

1. kansızlığa uğramak


kanı temizlenmek
Anlamı:

1. öldürülenin arkasından, öldüren kişi veya yakınlarından birini öldürerek öç almak


kanık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Kanaatkâr

2. Tokgözlü


kanıklanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanıklanmak işi


kanıklanmak fiil
Anlamı:

1. -le , -le , halk ağzında , halk ağzında , -le , -le , halk ağzında , halk ağzında , Edindiği bir şeyi yeter bulmak, yetinmek, kanaat etmek


kanıklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanaatkârlık


kanıkma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanıkma işi


kanıkmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , halk ağzında , halk ağzında , -e , -e , halk ağzında , halk ağzında , Kanmak, gönlü kanmak


kanıksama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanıksamak işi


kanıksamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çok tekrarlama sebebiyle etkilenmez olmak, alışmak

Örnek:

1. Kanıksamış ve alışmış olduğumu düşünmek bile istemiyorum.

1. Kanıksamış ve alışmış olduğumu düşünmek bile istemiyorum.

2. Bıkkınlık getirmek, usanmak


kanıksatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanıksatmak işi


kanıksatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kanıksama işini yaptırmak


kanıksayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanıksayabilmek durumu


kanıksayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kanıksama ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Gene de, giriş katlarında yaşayan kimi aileler bir müddet sonra böylesi bir seyir trafiğini kanıksayabilir.

1. Gene de, giriş katlarında yaşayan kimi aileler bir müddet sonra böylesi bir seyir trafiğini kanıksayabilir.

2. Kanıksama becerisi bulunmak


kanıksayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kanıksama işi


kanilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kani olma durumu


kanına dokunmak
Anlamı:

1. çok sinirlenmek

Örnek:

1. Bırak Allah'ını seversen müdür bey! Bazen kanıma dokunuyor vallaha. Sen onun oruçlu olduğuna inanıyor musun?

1. Bırak Allah'ını seversen müdür bey! Bazen kanıma dokunuyor vallaha. Sen onun oruçlu olduğuna inanıyor musun?


Ön Takı : (birinin)

kanına ekmek doğramak
Anlamı:

1. birinin ölümüne yol açarak sevinmek

2. birini küçük düşürmek, birine zarar vermek


kanına girmek
Anlamı:

1. birini öldürmek veya öldürtmek

Örnek:

1. Kanıma gireceksiniz ama ne yapalım siz sağ olun.

1. Kanıma gireceksiniz ama ne yapalım siz sağ olun.

2. bir kızın kızlığını bozmak


kanına işlemek
Anlamı:

1. bir şeyi aşırı ölçüde benimsemek

Örnek:

1. Kanıma işleyen müzik ateşinden, kurduğum şarkıcılık düşlerinden ne yazık ki söz edemeyeceğim.

1. Kanıma işleyen müzik ateşinden, kurduğum şarkıcılık düşlerinden ne yazık ki söz edemeyeceğim.

2. büyük ölçüde etkisinde kalmak

Örnek:

1. Her şeye karşın iş adamlığı kanına işlemişti.

1. Her şeye karşın iş adamlığı kanına işlemişti.


kanına susamak
Anlamı:

1. belasını aramak

Örnek:

1. Ben onun kanına susadım diyor, başka bir şey demiyor.

1. Ben onun kanına susadım diyor, başka bir şey demiyor.


Ön Takı : (birinin)

kanını emmek
Anlamı:

1. insafsızca sömürmek

Örnek:

1. Yıllarca, yüzyıllarca onun kanını emdikten ve onu bir posa hâlinde katı toprak üzerine attıktan sonra, şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun.

1. Yıllarca, yüzyıllarca onun kanını emdikten ve onu bir posa hâlinde katı toprak üzerine attıktan sonra, şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun.


Ön Takı : (bir şeyin)

kanını içine akıtmak
Anlamı:

1. sıkıntısını belli etmemek


kanını kaynatmak
Anlamı:

1. heyecanlandırmak, coşturmak

Örnek:

1. Görenin kanını kaynatan bir tadı vardı duruşunun, bakışının.

1. Görenin kanını kaynatan bir tadı vardı duruşunun, bakışının.