92406 kayıt bulundu.
1. ayakta duran birini sırtüstü düşürmek için gizlice arkasında iki büklüm olup eğilmek ve başka birinin onu önden üzerine itmesini sağlamak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kambur duruma gelmek
1. İsli tavan bel vermiş, duvarları içeri kamburlaşmıştı.
1. İsli tavan bel vermiş, duvarları içeri kamburlaşmıştı.
1. sırtı kambur olmak
1. Mavi gözlü, köse, kamburu çıkmış bir ihtiyardı.
1. Mavi gözlü, köse, kamburu çıkmış bir ihtiyardı.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , ihtiyarlamak
1. Bir kocakarı gibi kamburu çıkmış. Ne istiyor?
1. Bir kocakarı gibi kamburu çıkmış. Ne istiyor?
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , eğilerek yapılan işler için çok çalışmış olmak
kamçıbaşı, kamçıkuyruk
1. isim , isim , isim , isim , Bir ucuna ip, deri vb. bağlı olan vurma, dövme aracı
1. İnce ve uzun parmaklı elleri kamçı tutmasını bilmiyor.
1. İnce ve uzun parmaklı elleri kamçı tutmasını bilmiyor.
2. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Bir ucu bir yere bağlı, öbür ucu herhangi bir işte kullanılmak için serbest bırakılan halat
3. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Spermatozoitlerde ve bazı tek hücreli hayvanlarda hareketi sağlayan ipliksi organ
1. isim , isim , isim , isim , İpek artıklarından elde edilen ve dokumacılıkta kullanılan iplik
Telaffuz : kamçı'başı
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , İyi cins kıvırcık koyun
Telaffuz : kamçı'kuyruk
1. -i , -i , -i , -i , Kamçı ile vurmak
2. Yağmur, kar, rüzgâr hızla çarpmak
1. İlk ışıkla yanaklarımı kamçılayan soğuğa rağmen başımı çıkardım, yaklaştığımız Ankara'ya baktım.
1. İlk ışıkla yanaklarımı kamçılayan soğuğa rağmen başımı çıkardım, yaklaştığımız Ankara'ya baktım.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Etkinliğini artırmak, hızlandırmak
1. Solgun ve buruşuk ruhlarımız ona çevrilecek, hayatımıza o hız verecek, ihtiraslarımızı o kamçılayacak.
1. Solgun ve buruşuk ruhlarımız ona çevrilecek, hayatımıza o hız verecek, ihtiraslarımızı o kamçılayacak.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İsteklendirmek, özendirmek, teşvik etmek
1. Bu aşılmaz sınırların ötesinde cihangirlik arzularını kamçılayacak ülkeler yoktu.
1. Bu aşılmaz sınırların ötesinde cihangirlik arzularını kamçılayacak ülkeler yoktu.
yakalı kamçılılar
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kamçısı olan
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Zor kullanan
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Bir hücreli hayvanların, önlerinde hareketi sağlayan bir veya dört tane kamçı biçiminde duyargası bulunan, uzunlamasına ikiye bölünerek çoğalan bir sınıfı
1. isim , isim , isim , isim , Değişik renkli üst üste iki katmandan oluşan ve üstteki katmanına kabartma bir desen yapılan değerli taş
Lisan : Fransızca camée