92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Tiroit bezi
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Birçok türü tarım ve orman bitkilerinde asalak olarak yaşayan, kın kanatları kalkanımsı böcekler familyası
1. öne çıkarmak, belirgin duruma getirmek
1. Sıfatlarını kâr edinme uğruna kalkan edenler olduğunu görmek, ayrı bir üzüntü kaynağı oldu.
1. Sıfatlarını kâr edinme uğruna kalkan edenler olduğunu görmek, ayrı bir üzüntü kaynağı oldu.
1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Tohum içerisinde oğulcuğu besi dokuya bağlayan, onu besin deposundan ayıran ve besin maddelerini emerek oğulcuğa veren zar gibi ince ve kalkan şeklinde bir parça
1. isim , isim , isim , isim , Rize iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : kalka'ndere
sedefli kalker
1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Kireç taşı
Lisan : Fransızca calcaire
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Toprak kireç durumuna geçmek, kireçleşmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düzeyine göre yüksekte olan
1. Masanın bir tarafı kalkık.
1. Masanın bir tarafı kalkık.
2. Kabararak yerinden ayrılmış
1. Kaplamanın ortası kalkık.
1. Kaplamanın ortası kalkık.
3. Dik durumda, ucu yukarı doğru olan
1. Ve eniştemiz yine kaşlarını, omuzlarını yukarıya kalkık ve başını önüne eğik tutmaya koyulurdu.
1. Ve eniştemiz yine kaşlarını, omuzlarını yukarıya kalkık ve başını önüne eğik tutmaya koyulurdu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kalkınma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. -i , -i , -i , -i , Kalkınmasını sağlamak, kalkınmasına yol açmak
1. İyi bir maarif siyasetiyle her çocuk hem kendisini hem memleketi kalkındıracak bir müstahsil olarak yetiştirilebilir.
1. İyi bir maarif siyasetiyle her çocuk hem kendisini hem memleketi kalkındıracak bir müstahsil olarak yetiştirilebilir.
kalkınma hızı
1. isim , isim , isim , isim , Kalkınmak işi
1. Bu yazılarda Türkiye'nin kalkınması için ilim ve tekniğin lüzumuna sık sık işaret edilmiştir.
1. Bu yazılarda Türkiye'nin kalkınması için ilim ve tekniğin lüzumuna sık sık işaret edilmiştir.
2. İyileşme, şifa bulma
1. Görünen, bir daha kalkınması artık pek zor.
1. Görünen, bir daha kalkınması artık pek zor.
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Belirli iki tarih arasında ekonomideki büyüme veya gelişme durumu
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Durumunu düzeltmek, aşamalı bir biçimde gelişmek, ilerlemek
1. Bu firma batmak üzereyken yeni müdürün çabasıyla kalkındı.
1. Bu firma batmak üzereyken yeni müdürün çabasıyla kalkındı.
2. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Zenginleşmek
1. öfke, heyecan vb. duygular sebebiyle yerinde duramaz olmak, hop oturup hop kalkmak