Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kalem beyi
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kalem efendisinden daha üst görevli

Örnek:

1. Bu kumral saçlı, şişman bir kalem beyi idi.

1. Bu kumral saçlı, şişman bir kalem beyi idi.


kalem çekmek
Anlamı:

1. gereksiz olduğunu belirtmek için üstünü çizmek


kalem efendisi
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kalemde çalışan görevli yazman


kalem erbabı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazar


kalem işi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Elle yontularak veya çizilerek yapılan iş


kalem kalem
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Parça parça, bölüm bölüm


kalem kaşlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İnce ve düzgün kaşlı


kalem kavgası
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Yazılarıyla birbirine sataşma, polemik


kalem kırmak
Anlamı:

1. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , idam kararı verildiğinde bir daha idam kararı imzalamamak için hâkim kalemini kırmak


kalem kömürü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İyi cins mangal kömürü


kalem kulaklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Kulakları dik ve düzgün (at, geyik vb.)


kalem kutusu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçine kalem konulan küçük kutu, kalemlik


kalem oynatmak
Anlamı:

1. yazı yazmak

Örnek:

1. Namık Kemal'in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar, fıkra yazarları, sanat eleştiricileri yetişir.

1. Namık Kemal'in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar, fıkra yazarları, sanat eleştiricileri yetişir.

2. bir yazıyı düzeltmek

3. bir yazıda değişiklik yapmak


kalem parmaklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Parmakları uzunca, düzgün ve buruşuksuz (kimse)


kalem pil
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnce, uzun ve küçük pil


kalem sahibi
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Yazı yazma konusunda gücünü kanıtlamış olan kimse


kalem savaşçısı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Yazılarıyla sürekli olarak başkalarına saldıran yazar, kalemşor

Örnek:

1. Onun çıkardığı Yarım Ay'da yine pırıltılı, hücumcu yazıları ile güçlü bir kalem savaşçısı kesildi.

1. Onun çıkardığı Yarım Ay'da yine pırıltılı, hücumcu yazıları ile güçlü bir kalem savaşçısı kesildi.


kalem şuarası
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Divan şiiri tarzından etkilenen okuryazar halk şairi


kalembek
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bir cins kokulu sandal ağacı, yalancı öd ağacı

2. Bir cins mısır


Lisan : (Hint Denizi'ndeki bir adanın adından)

kaleme (veya kaleme kâğıda) sarılmak
Anlamı:

1. yazmaya başlamak

Örnek:

1. Hemen kaleme sarıldı. Bir hafta her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi.

1. Hemen kaleme sarıldı. Bir hafta her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi.


kaleme almak
Anlamı:

1. bir konuyu yazı durumuna getirmek, yazıyla anlatmak


kaleme gelmek
Anlamı:

1. yazılabilmek veya anlatılabilmek

Örnek:

1. Köyün harman yerinde anlatımı kaleme gelmez bir çalışma var.

1. Köyün harman yerinde anlatımı kaleme gelmez bir çalışma var.


kalemi olmak
Anlamı:

1. herhangi bir nitelikte yazı yazabilmek

Örnek:

1. Güçlü bir kalemi var.

1. Güçlü bir kalemi var.


Ön Takı : (herhangi bir nitelikte)

kaleminden çıkmak
Anlamı:

1. herhangi biri tarafından yazılmak

Örnek:

1. Kurtuluş Savaşı boyunca ciltler tutacak ölçüde telgraf yazışmaları hep kendi kaleminden çıkmıştır.

1. Kurtuluş Savaşı boyunca ciltler tutacak ölçüde telgraf yazışmaları hep kendi kaleminden çıkmıştır.


kaleminden kan damlamak
Anlamı:

1. yazıları acı ve dokunaklı olmak

2. etkili yazmak

Örnek:

1. Kaleminden kan damlayan kavgacı yazarları sevmiyordu.

1. Kaleminden kan damlayan kavgacı yazarları sevmiyordu.