92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kalem efendisinden daha üst görevli
1. Bu kumral saçlı, şişman bir kalem beyi idi.
1. Bu kumral saçlı, şişman bir kalem beyi idi.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kalemde çalışan görevli yazman
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Yazılarıyla birbirine sataşma, polemik
1. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , idam kararı verildiğinde bir daha idam kararı imzalamamak için hâkim kalemini kırmak
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Kulakları dik ve düzgün (at, geyik vb.)
1. yazı yazmak
1. Namık Kemal'in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar, fıkra yazarları, sanat eleştiricileri yetişir.
1. Namık Kemal'in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar, fıkra yazarları, sanat eleştiricileri yetişir.
2. bir yazıyı düzeltmek
3. bir yazıda değişiklik yapmak
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Parmakları uzunca, düzgün ve buruşuksuz (kimse)
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Yazı yazma konusunda gücünü kanıtlamış olan kimse
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Yazılarıyla sürekli olarak başkalarına saldıran yazar, kalemşor
1. Onun çıkardığı Yarım Ay'da yine pırıltılı, hücumcu yazıları ile güçlü bir kalem savaşçısı kesildi.
1. Onun çıkardığı Yarım Ay'da yine pırıltılı, hücumcu yazıları ile güçlü bir kalem savaşçısı kesildi.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Divan şiiri tarzından etkilenen okuryazar halk şairi
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bir cins kokulu sandal ağacı, yalancı öd ağacı
2. Bir cins mısır
Lisan : (Hint Denizi'ndeki bir adanın adından)
1. yazmaya başlamak
1. Hemen kaleme sarıldı. Bir hafta her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi.
1. Hemen kaleme sarıldı. Bir hafta her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi.
1. yazılabilmek veya anlatılabilmek
1. Köyün harman yerinde anlatımı kaleme gelmez bir çalışma var.
1. Köyün harman yerinde anlatımı kaleme gelmez bir çalışma var.
1. herhangi bir nitelikte yazı yazabilmek
1. Güçlü bir kalemi var.
1. Güçlü bir kalemi var.
Ön Takı : (herhangi bir nitelikte)
1. herhangi biri tarafından yazılmak
1. Kurtuluş Savaşı boyunca ciltler tutacak ölçüde telgraf yazışmaları hep kendi kaleminden çıkmıştır.
1. Kurtuluş Savaşı boyunca ciltler tutacak ölçüde telgraf yazışmaları hep kendi kaleminden çıkmıştır.
1. yazıları acı ve dokunaklı olmak
2. etkili yazmak
1. Kaleminden kan damlayan kavgacı yazarları sevmiyordu.
1. Kaleminden kan damlayan kavgacı yazarları sevmiyordu.