Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kalemine dolamak
Anlamı:

1. herhangi bir konuyu sürekli olarak yazmak

2. bir kimseyi sürekli olarak yazılarıyla kötülemek


kalemis
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Bir tür misk faresi (Civet tictis)


Lisan : Rumca

kalemiyle yaşamak (veya geçinmek)
Anlamı:

1. geçimini yazılarıyla sağlamak


kalemkâr
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tavan ve duvarlara kabartma gibi görünen resimler yapan sanatçı


Lisan : Arapça ḳalem + Farsça -kār

Telaffuz : kalemkâ:rı

kalemkârlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kalemkâr olma durumu

2. Kalemkârın işi


kalemli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kalemi olan


kalemlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kalem kutusu

Örnek:

1. Önümde kalemimi oturttuğum mermer kalemlik var.

1. Önümde kalemimi oturttuğum mermer kalemlik var.


kalemsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kalemi olmayan


kalemşor
Anlamı:

1. isim , isim , alay yollu , alay yollu , isim , isim , alay yollu , alay yollu , Kalem savaşçısı


Lisan : Arapça ḳalem + Farsça -şor

kalemtıraş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurşun kalemlerin ucunu açmak için kullanılan türlü biçimlerdeki keski, kalem açacağı

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Kamış kalemleri açmak için kullanılan uzun saplı küçük bıçak


Lisan : Arapça ḳalem + Farsça -terāş

kalender

İlgili Kelimeler:

kalender meşrep

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçak gönüllü kimse, ehlidil, rint

2. Özensiz giyinmiş, kılıksız kimse

3. Yalnız birisi hareketli üst üste konulmuş belirli sayıda silindirden meydana gelen ve düzgün yüzeyli kâğıt üretmek için kullanılan bir makine

4. zarf , zarf , zarf , zarf , Özensiz, kılıksız bir biçimde

Örnek:

1. İnsan kalender gezmekten rahat edebilir.

1. İnsan kalender gezmekten rahat edebilir.


Lisan : Farsça ḳalender

kalender meşrep
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düşünce ve davranışlarında kalender olan (kimse)


kalenderce
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kalendere yakışır

Örnek:

1. Öbürü kalenderce bir gülümseyişle cevap verdi.

1. Öbürü kalenderce bir gülümseyişle cevap verdi.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (kalende'rce) Kalendere yakışır bir biçimde


kalenderî
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Bir halk şiiri türü

2. müzik , müzik , müzik , müzik , Bu şiirin, halk şairleri tarafından yapılmış bestesi


Lisan : Farsça ḳalender + Arapça -ī

Telaffuz : kalenderi:

Kalenderiye
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dünya malına, gösterişe önem vermeyen bir tarikat


Özel: Evet

Lisan : Farsça ḳalender + Arapça -iyye

kalenderleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kalenderleşmek işi


kalenderleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kalenderce davranmak veya yaşamak


kalenderlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kalender olma durumu

Örnek:

1. Benim kalenderliğimi görünce arkadaşların da sinirleri yatıştı.

1. Benim kalenderliğimi görünce arkadaşların da sinirleri yatıştı.


kalensöve
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sivri tepeli külah

2. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Yüksük


Lisan : Arapça ḳalensuve

kaleska
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dört tekerlekli, hafif, bir tür gezinti arabası


Lisan : Rusça

Telaffuz : kale'ska

kalevi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , kimya , kimya , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , kimya , kimya , Alkalik


Lisan : Arapça ḳalevī

Telaffuz : kalevi:

kaleydoskop
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir ucu buzlu camla kapatılan, metal veya mukavvadan bir boru içine yerleştirilmiş aynaların aracılığıyla, boru içine konulmuş renkli küçük cisimlerin ve görüntülerin oluşturduğu çeşitli biçimleri gösteren araç, çiçek dürbünü


Lisan : Fransızca kaléidoscope

kaleyi içinden fethetmek
Anlamı:

1. davasını karşı taraftan birinin yardımıyla kazanmak

2. içine girmek istediği ailenin bir ferdinin sevgisini ve güvenini kazanarak söz konusu aile tarafından kabul edilme imkânı elde etmek


kalfa

İlgili Kelimeler:

eczacı kalfası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aşaması çırakla usta arasında bulunan zanaatçı

Örnek:

1. Kalfalar, dükkân sahipleri, çıraklar, su dolu helkeleriyle dükkânlarından fırlıyor.

1. Kalfalar, dükkân sahipleri, çıraklar, su dolu helkeleriyle dükkânlarından fırlıyor.

2. Mimar yardımcısı

3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Saraylarda ve büyük konaklarda halayıkların başında bulunan kadın

4. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , İptidailerde hoca yardımcısı

5. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Çocukları evlerinden alarak okula, okuldan evlerine götüren kimse

Örnek:

1. Evin içinde yaşlı bir kalfa ve bir besleme ile kalmıştık.

1. Evin içinde yaşlı bir kalfa ve bir besleme ile kalmıştık.


Lisan : Arapça ḫalīfe

Telaffuz : ka'lfa

kalfalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kalfa olma durumu

2. Kalfanın işi

3. Kalfa ücreti