92406 kayıt bulundu.
1. `temizliğini herkesin bildiği kişi ve iş lekelenemez` anlamında kullanılan bir söz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kalaylanmamış (kap)
1. Bu tencere niçin kalaysızdır?
1. Bu tencere niçin kalaysızdır?
2. Kalayı kalmamış (kap)
3. İçinde kalay bulunmayan
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , İçten, gönülden gelerek, yürekten
1. Kalben bana nasıl ahmak dediğine dikkat etmemek mümkün değildi.
1. Kalben bana nasıl ahmak dediğine dikkat etmemek mümkün değildi.
Lisan : Arapça ḳalben
Telaffuz : ka'lben
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , İçten, yürekten, gönülden (gelen)
Lisan : Arapça ḳalbī
Telaffuz : kalbi:
1. yüreği yerinden oynamak
1. En hafif bir hareketi kalbimizi yerinden oynatmaya yeterdi.
1. En hafif bir hareketi kalbimizi yerinden oynatmaya yeterdi.
1. yüreği ağzına gelmek
1. Kendisi de her fırsat düştükçe bunlarla yan yana harp ettiğini söylerken âdeta kalbi ağzına gelmiş gibi olurdu.
1. Kendisi de her fırsat düştükçe bunlarla yan yana harp ettiğini söylerken âdeta kalbi ağzına gelmiş gibi olurdu.
1. aşırı heyecan, üzüntü, yorgunluk veya herhangi bir hastalık yüzünden kalbi durmak, ölmek
2. yüreği dayanmamak
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Üzgün, ümitsiz
1. yüreği sızlamak
1. Sekiz sene evvel İstanbul'dan kalbim sızlayarak çıktım.
1. Sekiz sene evvel İstanbul'dan kalbim sızlayarak çıktım.
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Saf, temiz duygulara sahip
2. Günahtan uzak durmaya çalışan
1. `insanları kırmak ve üzmek, mutlu etmekten daha kolaydır` anlamında kullanılan bir söz
1. acı duymak
1. Koca Ali susar, kalbinin yırtıldığını, kilitlenen çenelerinin çatırdadığını, şakaklarının attığını duyardı.
1. Koca Ali susar, kalbinin yırtıldığını, kilitlenen çenelerinin çatırdadığını, şakaklarının attığını duyardı.
1. `bir kimsenin sevgisi kazanılmak istendiğinde ona güzel yiyecekler ikram edilmelidir` anlamında kullanılan bir söz