92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İsli duruma gelmek
1. O gün üzerlerindeki resimleri sökerek sararmış, islenmiş duvarları badanalattım.
1. O gün üzerlerindeki resimleri sökerek sararmış, islenmiş duvarları badanalattım.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İşleme işi yapılmak
1. Vazo, ince bir kadın eli ile işlenmiş, beyaz oymalı bir örtünün üzerindedir.
1. Vazo, ince bir kadın eli ile işlenmiş, beyaz oymalı bir örtünün üzerindedir.
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , İşleme yöntemi
1. işler çok karmaşık bir hâl almak
1. İşler arapsaçına döner ve doğacak arbedeleri de önlemenin çaresi bulunmaz.
1. İşler arapsaçına döner ve doğacak arbedeleri de önlemenin çaresi bulunmaz.
1. -i , -i , -i , -i , İşletme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. İşletmeye gücü yetmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İşletilme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Daireler devre mülk usulünce işletilebiliyordu.
1. Daireler devre mülk usulünce işletilebiliyordu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İşletme işi yapılmak
1. İşlemeyen demir paslanır. Gövdemiz bir düzen içinde işletilirse ışıldar.
1. İşlemeyen demir paslanır. Gövdemiz bir düzen içinde işletilirse ışıldar.
işletme defteri, işletme şirketi, açık işletme, zirai işletme, orman işletmesi, ticaret işletmesi
1. isim , isim , isim , isim , İşletmek işi
1. Aynı sene içinde lokomotif fabrikası işletmeye açılmıştır.
1. Aynı sene içinde lokomotif fabrikası işletmeye açılmıştır.
2. Tarım, sanayi, ticaret, bankacılık vb. iş alanlarında, kâr amacıyla bir sermaye yatırılarak kurulan kurum
1. Adam, büyük bir film işletme ortaklığının sahibiydi.
1. Adam, büyük bir film işletme ortaklığının sahibiydi.
3. Bir kuruluşu verimli bir duruma getirip kazanç sağlama yöntemi
4. İş yeri
1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Yalnız gelir ve giderlerin yazıldığı defter
1. isim , isim , isim , isim , Gaz, su, elektrik vb. hattını veya donanımını işleten şahıs, firma, halk şirketi veya kuruluş
1. isim , isim , isim , isim , Bir fabrikayı veya gelir getiren bir kuruluşu yöneten kimse, operatör
2. sinema , sinema , sinema , sinema , Yapımcıdan işletme hakkını alarak filmleri oynatanlara kiralayıp dağıtan kimse
1. isim , isim , isim , isim , İşletmecinin yaptığı iş
2. Bağımsız bir bütçe ile yönetilen devlet işletmesi
1. -i , -i , -i , -i , İşlemesini sağlamak, çalıştırmak
1. Trenlerimizi odunla işletiyorduk.
1. Trenlerimizi odunla işletiyorduk.
2. Bir şeyi, bir kimseyi, bir yeri kullanarak veya çalıştırarak yarar sağlamak
1. O havali işçileri arasında gücü, kuvveti ile o kadar tanınmıştı ki herkes onu tarlasında işletmek isterdi.
1. O havali işçileri arasında gücü, kuvveti ile o kadar tanınmıştı ki herkes onu tarlasında işletmek isterdi.
3. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Üzerine işleme yaptırmak
1. Adamcağız üşenmeden çarşı pazar dolaşıyor, kızına üşenmeden çerçeveletmek ve işletmek için ucuz atlaslar, kadifeler, ipekler satın alıyordu.
1. Adamcağız üşenmeden çarşı pazar dolaşıyor, kızına üşenmeden çerçeveletmek ve işletmek için ucuz atlaslar, kadifeler, ipekler satın alıyordu.
4. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Şaka ve birtakım yalanlarla sezdirmeden birini kandırmak veya onunla eğlenmek
1. Sana yalan söylemişler, dalga geçmişler, işletmişler seni.
1. Sana yalan söylemişler, dalga geçmişler, işletmişler seni.
1. isim , isim , bilişim , bilişim , isim , isim , bilişim , bilişim , Bilgisayar vb. teknik aletleri işleten kimse, operatör