Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ıslıklanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Islıklama işi yapılmak veya ıslıklama işine konu olmak

Örnek:

1. Oynanan ilk piyesi halk tarafından ıslıklanmıştı.

1. Oynanan ilk piyesi halk tarafından ıslıklanmıştı.


ıslıklı

İlgili Kelimeler:

ıslıklı ünsüz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Islık çıkaran

2. Islık gibi çıkan


ıslıklı ünsüz
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Dilin ön orta bölümünün bir tür oluk biçimini almasıyla oluşan ünsüz: s, z, ş, j


islim

İlgili Kelimeler:

islim kebabı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gücünden yararlanmak için elde edilen buhar, istim


Lisan : İngilizce steam

islim arkadan gelsin
Anlamı:

1. `önce istenilen iş yapılsın, gereken şartlar sonradan yerine getirilsin` anlamında kullanılan bir söz


islim kebabı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Beyaz veya kırmızı etin dilimlenmiş ve kızartılmış patlıcana bohça gibi sarılarak fırında pişirilmesiyle hazırlanan bir kebap türü


islim tutmak
Anlamı:

1. gerekli koşulların olgunlaşmasını beklemek


İsloven
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sloven


Özel: Evet

işmar
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , El, göz veya baş ile yapılan işaret


Lisan : Ermenice

işmar etmek (veya geçmek)
Anlamı:

1. el, göz veya baş ile işaret etmek

Örnek:

1. Yanındaki başka tarafa baktı, işmar geçti diye haraza da hazır.

1. Yanındaki başka tarafa baktı, işmar geçti diye haraza da hazır.


ısmarlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ismarlamak işi, sipariş

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ismarlanarak yaptırılan, sipariş edilen, hazır karşıtı

Örnek:

1. Ismarlama ayakkabı.

1. Ismarlama ayakkabı.

3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , İçten olmayan, baştan savma


ısmarlama hac, hac olmaz
Anlamı:

1. `kişi, kendisi yapması gereken bir işi başkasına ısmarlamamalıdır` anlamında kullanılan bir söz


ısmarlamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeyin yapılmasını veya getirilmesini, bu işlerle uğraşan birine söylemek, sipariş etmek

Örnek:

1. Elbise için kumaş ısmarladım.

1. Elbise için kumaş ısmarladım.

2. Parasını kendi ödeyerek başkaları için yiyecek veya içecek getirilmesini söylemek

Örnek:

1. Siz bana bir konyak daha ısmarlayın.

1. Siz bana bir konyak daha ısmarlayın.

3. Kendi için bir şey alınmasını başkasına söylemek

Örnek:

1. Çarşıya gidiyorum, bir şey ısmarlayacak mısınız?

1. Çarşıya gidiyorum, bir şey ısmarlayacak mısınız?

4. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir şeyin, bir kimsenin bakılmasını, korunmasını birine veya birinin gözetilmesine bırakmak, emanet etmek

Örnek:

1. Baban seni bana ısmarladı.

1. Baban seni bana ısmarladı.

5. -e , -e , -e , -e , Bir işin yapılmasını, bırakılmasını veya o işten vazgeçilmesini söylemek

Örnek:

1. Ben sana böyle mi ısmarlamıştım?

1. Ben sana böyle mi ısmarlamıştım?


ısmarlanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ismarlanma işi


ısmarlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ismarlanmak işi


ısmarlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeyin yapılması veya getirilmesi birine söylenmek

Örnek:

1. Verilen iskemleleri, ısmarlanmak istenen kahveleri reddetti.

1. Verilen iskemleleri, ısmarlanmak istenen kahveleri reddetti.


ısmarlatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ismarlatmak işi


ısmarlatmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Ismarlama işini yaptırmak


ısmarlayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ismarlayabilmek işi


ısmarlayabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Ismarlama ihtimali veya imkânı bulunmak


ısmarlayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ismarlama işi


ismen
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Adını belirterek, adını söyleyerek, adını vererek

Örnek:

1. Memuriyetlerinin marufiyeti icabıyla birbirini ismen tanımamaları mümkün değildi.

1. Memuriyetlerinin marufiyeti icabıyla birbirini ismen tanımamaları mümkün değildi.


Lisan : Arapça ismen

Telaffuz : i'smen

ismet

İlgili Kelimeler:

harimiismet

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ahlak kurallarına bağlı kalma durumu, sililik

2. Dürüstlük, temizlik

Örnek:

1. Çocukluğunun ismet ve samimiliğine dayanan bu hatırayı eskisi gibi benliğinin bir köşesinde uykuya yatırmıştı.

1. Çocukluğunun ismet ve samimiliğine dayanan bu hatırayı eskisi gibi benliğinin bir köşesinde uykuya yatırmıştı.


Lisan : Arapça ʿiṣmet

ismetli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ahlak kurallarına bağlı, ismet sahibi

Örnek:

1. Onun lepiska saçlarını en ismetli kadın başında taşıyabilirdi.

1. Onun lepiska saçlarını en ismetli kadın başında taşıyabilirdi.

2. Dürüst olan


ismetsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ahlak kurallarına aykırı davranan

2. Dürüst olmayan