ıslamak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Islatmak

Örnek:

1. Su kenarında davulcu mendilini ıslayarak tıraşlı kafasına yapıştırdı.

1. Su kenarında davulcu mendilini ıslayarak tıraşlı kafasına yapıştırdı.

İslamcı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Müslümanlığın esaslarını sadece dinî hayatta değil, hukuksal, ekonomik ve siyasal düzenlemelerde de geçerli kılmak isteyen

İslamcılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İslamcı olma durumu

Özel: Evet

İslami

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İslam diniyle ilgili olan

2. İslama uygun olan

Lisan : Arapça islāmī

Telaffuz : isla:mi:, l ince okunur

İslamiyet

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müslümanlık

Özel: Evet

Lisan : Arapça islāmiyyet

Telaffuz : isla:miyet, l ince okunur

İslamlaşma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İslamlaşmak işi

İslamlaşmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , din bilgisi , din bilgisi , nesnesiz , nesnesiz , din bilgisi , din bilgisi , Müslüman olmak

İslamlaştırma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İslamlaştırma işi

İslamlaştırmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , din bilgisi , din bilgisi , -i , -i , din bilgisi , din bilgisi , Birini Müslüman yapmak

İslamlık

İlgili Kelimeler:

şeyhülislamlık

Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Müslümanlık

Özel: Evet

ıslanabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Islanabilmek işi

ıslanabilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Islanma ihtimali bulunmak

ıslanış

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Islanma işi

ıslanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Islanmak işi

ıslanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Islak duruma gelmek

Örnek:

1. Sayfalar ıslanmış, mürekkebi dağılmış.

1. Sayfalar ıslanmış, mürekkebi dağılmış.

ıslanmışın yağmurdan korkusu olmaz

Anlamı:

1. `daha önce bir zarara uğramış kimse, kendisine aynı zararı verecek şeyden korkmaz` anlamında kullanılan bir söz

ıslatabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Islatabilmek işi

ıslatabilmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Islatma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Islatmaya gücü yetmek

ıslatıcı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapıştırmadan önce pulları, zarfları, etiketleri ıslatmaya yarayan araç

ıslatılma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Islatılmak işi

ıslatılmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Islatma işi yapılmak, ıslak duruma getirilmek

ıslatış

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Islatma işi

ıslatma

İlgili Kelimeler:

ıslatma suyu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Islatmak işi

2. kimya , kimya , kimya , kimya , Bağlayıcının pigment taneciklerini tamamen sarması

ıslatma suyu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bazı maddelerin çeşitli amaçlarla işlenmesinde kullanıldıktan sonra değişik yöntemlerle ayrılan ve çözünmüş besin maddeleri içeren sıvı

ıslatmak fiil

İlgili Kelimeler:

ahmakıslatan

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Islak duruma getirmek

2. argo , argo , argo , argo , Dayak atmak veya ağır hakarette bulunmak

Örnek:

1. Müfettiş, gazete sahibini iyice ıslattıktan sonra bastonunu, şapkasını aldı, küfrederek kapıdan çıktı.

1. Müfettiş, gazete sahibini iyice ıslattıktan sonra bastonunu, şapkasını aldı, küfrederek kapıdan çıktı.

3. argo , argo , argo , argo , Mutlu bir olayı yeme içme ile kutlamak