Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
İslav
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Slav


Özel: Evet

İslavca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Slavca


Özel: Evet

İslavist
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Slavist


Özel: Evet

İslavistik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Slavistik


Özel: Evet

işlek

İlgili Kelimeler:

işlek ek

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok işleyen, canlı, hareketli

Örnek:

1. İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi.

1. İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi.

2. Özenmeden, çabuk yazıldığı hâlde okunaklı ve güzel olan (yazı)

Örnek:

1. İşlek, açık bir yazı. Bir kadın elinden çıkma.

1. İşlek, açık bir yazı. Bir kadın elinden çıkma.


işlek ek
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Kelime türetmede sık kullanılan yapım eki


işleklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşlek olma durumu


işlem

İlgili Kelimeler:

işlem hacmi, aritmetik işlem, bilgi işlem, dört işlem, ısıl işlem, veri işlem, borsa işlemi, çıkış işlemi, döviz işlemi, giriş işlemi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir işi sonuçlandırmak için yapılan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat

2. Bir amaca ulaşmak için tutulan yol, prosedür

3. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi

4. kimya , kimya , kimya , kimya , Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele

5. kimya , kimya , kimya , kimya , Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele

6. matematik , matematik , matematik , matematik , Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi

Örnek:

1. Her işlem yeni bir sayı bulmaya varır.

1. Her işlem yeni bir sayı bulmaya varır.


işlem görmek
Anlamı:

1. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , herhangi bir mal, kıymetli kâğıt, döviz vb. piyasada alınmak, satılmak, değiştirilmek


işlem hacmi
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Borsada günlük gerçekleştirilen alım satımların toplam tutarı


işlemci
Anlamı:

1. isim , isim , bilişim , bilişim , isim , isim , bilişim , bilişim , Bilgisayar programlarının herhangi bir dilinde yazılmış programı, bilgisayarda işletmeyi sağlayan programlar topluluğu

2. Bir bilgisayarda verilen komutları yorumlayan ve yürüten birim


işlemcilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşlemci olma durumu


isleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İslemek işi


işleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşlemek işi

Örnek:

1. Mermeri peynir gibi yontar, onu müşterilerin zevkine göre işlemesini pek iyi bilirdi.

1. Mermeri peynir gibi yontar, onu müşterilerin zevkine göre işlemesini pek iyi bilirdi.

2. Şiş, tığ, iğne vb. araçlarla elde yapılan, örgü, nakış, oya gibi işlerin genel adı, el işi

Örnek:

1. Her dokuma parça renkli işleme ve oyalarla bezenmişti.

1. Her dokuma parça renkli işleme ve oyalarla bezenmişti.

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İnce ve süslü işlenmiş

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Herhangi bir konuyu ele alarak inceleme

5. sinema , sinema , sinema , sinema , Bir filmdeki gizli görüntüyü ortaya çıkarmak için gümüş bromürlü tabakanın laboratuvarda çeşitli kimyasal işlemlerden geçirilmesi


işleme koymak
Anlamı:

1. bir işin gerçekleşmesi için gerekli olan işlemleri başlatmak

Örnek:

1. Hasta ile ofis dışı ilişki kurduğunu duyarsam şikâyet dilekçemi işleme koyacağım.

1. Hasta ile ofis dışı ilişki kurduğunu duyarsam şikâyet dilekçemi işleme koyacağım.


işlemeci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Elle oyma, nakış vb. yapan kimse


işlemecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşlemecinin yaptığı iş


islemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İse tutup karartmak


işlemek fiil

İlgili Kelimeler:

özişler

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak

Örnek:

1. Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar şüphesiz sanatının âşığıydı.

1. Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar şüphesiz sanatının âşığıydı.

3. -e , -e , -e , -e , İçine girmek, etkilemek, nüfuz etmek

Örnek:

1. O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti.

1. O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti.

4. -e , -e , -e , -e , Nakşetmek

Örnek:

1. Al bayrağa narin eller işliyor zafer / Uzaklarda yaralanır kahraman nefer

1. Al bayrağa narin eller işliyor zafer / Uzaklarda yaralanır kahraman nefer

5. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İyi çalışmak, müşterisi bol olmak

6. Durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak

7. Herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek

8. Düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmek

Örnek:

1. Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti.

1. Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti.

9. -den , -den , -den , -den , İşlek, etkin durumda olmak

Örnek:

1. Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi.

1. Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi.

10. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çıban, olgunlaşma yolunda olmak

11. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yara, kapanmamak

12. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gidip gelmek

Örnek:

1. Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi.

1. Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi.

13. Hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmak

Örnek:

1. Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum.

1. Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum.

14. Herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmek


işlemeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üstünde işlemeler bulunan

Örnek:

1. Çekiştikleri şey işlemeli bir kitap açacağı.

1. Çekiştikleri şey işlemeli bir kitap açacağı.


işlemezlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Makinenin çalışmadan, işlemeden durması


işlemsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , matematik , matematik , sıfat , sıfat , matematik , matematik , İşlemle ilgili


işlenebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşlenebilmek işi


işlenebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İşlenme ihtimali veya imkânı bulunmak


işleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşlenme işi