92406 kayıt bulundu.
işlek ek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok işleyen, canlı, hareketli
1. İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi.
1. İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi.
2. Özenmeden, çabuk yazıldığı hâlde okunaklı ve güzel olan (yazı)
1. İşlek, açık bir yazı. Bir kadın elinden çıkma.
1. İşlek, açık bir yazı. Bir kadın elinden çıkma.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Kelime türetmede sık kullanılan yapım eki
işlem hacmi, aritmetik işlem, bilgi işlem, dört işlem, ısıl işlem, veri işlem, borsa işlemi, çıkış işlemi, döviz işlemi, giriş işlemi
1. isim , isim , isim , isim , Bir işi sonuçlandırmak için yapılan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat
2. Bir amaca ulaşmak için tutulan yol, prosedür
3. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi
4. kimya , kimya , kimya , kimya , Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele
5. kimya , kimya , kimya , kimya , Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele
6. matematik , matematik , matematik , matematik , Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi
1. Her işlem yeni bir sayı bulmaya varır.
1. Her işlem yeni bir sayı bulmaya varır.
1. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , herhangi bir mal, kıymetli kâğıt, döviz vb. piyasada alınmak, satılmak, değiştirilmek
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Borsada günlük gerçekleştirilen alım satımların toplam tutarı
1. isim , isim , bilişim , bilişim , isim , isim , bilişim , bilişim , Bilgisayar programlarının herhangi bir dilinde yazılmış programı, bilgisayarda işletmeyi sağlayan programlar topluluğu
2. Bir bilgisayarda verilen komutları yorumlayan ve yürüten birim
1. isim , isim , isim , isim , İşlemek işi
1. Mermeri peynir gibi yontar, onu müşterilerin zevkine göre işlemesini pek iyi bilirdi.
1. Mermeri peynir gibi yontar, onu müşterilerin zevkine göre işlemesini pek iyi bilirdi.
2. Şiş, tığ, iğne vb. araçlarla elde yapılan, örgü, nakış, oya gibi işlerin genel adı, el işi
1. Her dokuma parça renkli işleme ve oyalarla bezenmişti.
1. Her dokuma parça renkli işleme ve oyalarla bezenmişti.
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İnce ve süslü işlenmiş
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Herhangi bir konuyu ele alarak inceleme
5. sinema , sinema , sinema , sinema , Bir filmdeki gizli görüntüyü ortaya çıkarmak için gümüş bromürlü tabakanın laboratuvarda çeşitli kimyasal işlemlerden geçirilmesi
1. bir işin gerçekleşmesi için gerekli olan işlemleri başlatmak
1. Hasta ile ofis dışı ilişki kurduğunu duyarsam şikâyet dilekçemi işleme koyacağım.
1. Hasta ile ofis dışı ilişki kurduğunu duyarsam şikâyet dilekçemi işleme koyacağım.
özişler
1. -i , -i , -i , -i , Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek
2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak
1. Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar şüphesiz sanatının âşığıydı.
1. Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar şüphesiz sanatının âşığıydı.
3. -e , -e , -e , -e , İçine girmek, etkilemek, nüfuz etmek
1. O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti.
1. O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti.
4. -e , -e , -e , -e , Nakşetmek
1. Al bayrağa narin eller işliyor zafer / Uzaklarda yaralanır kahraman nefer
1. Al bayrağa narin eller işliyor zafer / Uzaklarda yaralanır kahraman nefer
5. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İyi çalışmak, müşterisi bol olmak
6. Durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak
7. Herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek
8. Düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmek
1. Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti.
1. Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti.
9. -den , -den , -den , -den , İşlek, etkin durumda olmak
1. Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi.
1. Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi.
10. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çıban, olgunlaşma yolunda olmak
11. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yara, kapanmamak
12. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gidip gelmek
1. Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi.
1. Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi.
13. Hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmak
1. Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum.
1. Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum.
14. Herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üstünde işlemeler bulunan
1. Çekiştikleri şey işlemeli bir kitap açacağı.
1. Çekiştikleri şey işlemeli bir kitap açacağı.
1. sıfat , sıfat , matematik , matematik , sıfat , sıfat , matematik , matematik , İşlemle ilgili
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İşlenme ihtimali veya imkânı bulunmak