92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Sıcak kuşak
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Çeşitli olaylar sırasında açığa çıkan, ısı miktarının ölçülmesini konu alan fizik dalı, kalorimetri
1. yapacak bir şeyi bulunmak
2. işi istediği gibi bitirmek
3. uğraşma zorunda olmak
1. Üstelik sen de buraya girmeye kalkışırsan işimiz var.
1. Üstelik sen de buraya girmeye kalkışırsan işimiz var.
1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , aralarında gizlice anlaşmak
1. Böyle olunca da Saffet Ferit için kızla işi pişirmek bir saat meselesi hâline gelecekti.
1. Böyle olunca da Saffet Ferit için kızla işi pişirmek bir saat meselesi hâline gelecekti.
1. bir iş veya durum için resmî bir yola sokmak, resmî bir nitelik vermek
1. işin gerçekleşmesi ve bozulmaması için gerekli önlemleri almak
1. Oyuna gelenlerin işi sağlama almaları dudaklarımdaki gülüşü kurutuverdi.
1. Oyuna gelenlerin işi sağlama almaları dudaklarımdaki gülüşü kurutuverdi.
1. ciddi başlayan bir sözü veya davranışı şakaya çevirmek
1. Bu gayretin boşluğunu anlayarak işi şakaya dökmeye başlıyor.
1. Bu gayretin boşluğunu anlayarak işi şakaya dökmeye başlıyor.
1. sorunlu bir işi, iyi bir biçimde çözmek
1. Ben kahvemde çocukça siyasi iddialardan korkarken, bir de felsefe çıktı. Rica ederim bugün işi tatlıya bağlayalım.
1. Ben kahvemde çocukça siyasi iddialardan korkarken, bir de felsefe çıktı. Rica ederim bugün işi tatlıya bağlayalım.
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Hastalığın iyileştirilmesi için herhangi bir biçimde ısı uygulamasıyla yapılan tedavi, termoterapi
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İşi çok uygun, çok iyi
1. İşi tıkırında insanlar her zaman uyumlu, aynı zamanda da hesapçı kişilerdir.
1. İşi tıkırında insanlar her zaman uyumlu, aynı zamanda da hesapçı kişilerdir.
1. `eline geçen imkân henüz yapmak istediği şeyi gerçekleştirmesini sağlayacak kadar değil ama yine de umutlanıyor` anlamında kullanılan bir söz
1. bir işi sonuçlandırmamak
1. İşi uzatmak, Cemal'i üzmek istiyordu.
1. İşi uzatmak, Cemal'i üzmek istiyordu.
1. isim , isim , kimya , kimya , fizik , fizik , isim , isim , kimya , kimya , fizik , fizik , Hareket eden nesnelerle belli nicelikte ısının taşınması olayı, iletim, konveksiyon
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Sıcaklığın gittikçe yükseldiği 100-300 kilometre yükseklikler arasındaki hava yuvarı katmanı, termosfer
1. sıfat , sıfat , kimya , kimya , sıfat , sıfat , kimya , kimya , Oluşumu sırasında ısı alan (birleşme, tepkime), endotermik
1. isim , isim , isim , isim , İki cam plakanın çevresel olarak metal bir ara çıtası yardımıyla birbirine bağlanması temeline dayanan pencere camı
Telaffuz : ısı'cam
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Hamam
Telaffuz : ısı'dam