92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Edirne iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : i'psala
ipsi solucanlar
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İpi andıran, ipe benzeyen, ip gibi
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Solucanların, çoğu insan ve hayvanlarda asalak olarak yaşayan, ince uzun vücutlu bir sınıfı, ipsiler, iplik solucanlar
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , İpsi solucanlar
ipsiz sapsız
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İpi olmayan
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Haylaz, serseri, hayta
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birbirini tutmaz, anlamsız
1. Beni çocuk, lakırtılarımızı ipsiz sapsız mı buluyordu?
1. Beni çocuk, lakırtılarımızı ipsiz sapsız mı buluyordu?
2. Serseri, hayta
1. Çoktandır, ipsiz sapsızlarla düşe kalka onların dilini kapmışım.
1. Çoktandır, ipsiz sapsızlarla düşe kalka onların dilini kapmışım.
1. isim , isim , isim , isim , Yararlıktan, kullanıştan kaldırma, silme, bozma
2. Herhangi bir hükmün geçersiz olduğunu gerekçeleri ile göstererek çürütme
Lisan : Arapça ibṭāl
Telaffuz : ipta:li
1. idamdan kurtarmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , zor bir durumdan kurtarmak
Ön Takı : (birini)
1. her türlü kötülüğü yapacak yaradılışta olan (kimse)
1. İşte şimdi gördüğünüz gibi hırsızların, esrarkeşlerin, ipten kazıktan kurtulmuş, gözü kanlı canilerin arasında çilemi dolduruyorum.
1. İşte şimdi gördüğünüz gibi hırsızların, esrarkeşlerin, ipten kazıktan kurtulmuş, gözü kanlı canilerin arasında çilemi dolduruyorum.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Başlangıç
2. Bir işe başlama
3. zarf , zarf , zarf , zarf , (i'ptida:) Önceleri, en önce, ilk önce
1. İnanmayarak başladığımız sözlere iptida kendimiz inanırız ve o hisleri içimizde duyarız.
1. İnanmayarak başladığımız sözlere iptida kendimiz inanırız ve o hisleri içimizde duyarız.
Lisan : Arapça ibtidāʾ
Telaffuz : iptida:
iptidai mektep
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , İlkel
1. Kontrol altına alınmayan kalabalık içinde, yaşlı başlı insanlar bile iptidai bir seviyeye inerler.
1. Kontrol altına alınmayan kalabalık içinde, yaşlı başlı insanlar bile iptidai bir seviyeye inerler.
2. isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , İlkokul
1. Haşarı bir iptidai talebesinden akıllı uslu bir hafız çıkmıştı.
1. Haşarı bir iptidai talebesinden akıllı uslu bir hafız çıkmıştı.
Lisan : Arapça ibtidāʾī
Telaffuz : iptida:i:
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , eğitim bilimi , eğitim bilimi , İlkokul
1. isim , isim , isim , isim , İptidai olma durumu
1. Bu, bizim ahlak hakkındaki anlayışımızın iptidailiğindendir.
1. Bu, bizim ahlak hakkındaki anlayışımızın iptidailiğindendir.
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Önceleri
1. Doğrusu ben iptidaları anneme hak verirdim.
1. Doğrusu ben iptidaları anneme hak verirdim.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Düşkünlük, tiryakilik
1. Süse ve mücevhere iptilasını anlatmak için yapılan mübalağalara inanmak lazım.
1. Süse ve mücevhere iptilasını anlatmak için yapılan mübalağalara inanmak lazım.
Lisan : Arapça ibtilāʾ
Telaffuz : iptila:, l ince okunur
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bayağılaşma, ayağa düşme
2. Bir şeyi sürekli olarak kullanma
Lisan : Arapça ibtiẕāl
Telaffuz : iptiza:li
1. isim , isim , isim , isim , İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare
1. Elimizde tek ipucu elbisesini diken terzi.
1. Elimizde tek ipucu elbisesini diken terzi.
1. aranılan gerçeğe ulaştırabilecek şeyle ilgili, onu bulmaya yarayan bilgi vermek