Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ipoteklemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tutuya bırakmak


ipotekli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , ticaret , ticaret , sıfat , sıfat , ticaret , ticaret , Tutulu


İpsala
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edirne iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : i'psala

ipsi

İlgili Kelimeler:

ipsi solucanlar

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İpi andıran, ipe benzeyen, ip gibi


ipsi solucanlar
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Solucanların, çoğu insan ve hayvanlarda asalak olarak yaşayan, ince uzun vücutlu bir sınıfı, ipsiler, iplik solucanlar


ipsiler
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , İpsi solucanlar


ipsiz

İlgili Kelimeler:

ipsiz sapsız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İpi olmayan

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Haylaz, serseri, hayta


ipsiz sapsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birbirini tutmaz, anlamsız

Örnek:

1. Beni çocuk, lakırtılarımızı ipsiz sapsız mı buluyordu?

1. Beni çocuk, lakırtılarımızı ipsiz sapsız mı buluyordu?

2. Serseri, hayta

Örnek:

1. Çoktandır, ipsiz sapsızlarla düşe kalka onların dilini kapmışım.

1. Çoktandır, ipsiz sapsızlarla düşe kalka onların dilini kapmışım.


ipsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İpsiz olma durumu


iptal
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yararlıktan, kullanıştan kaldırma, silme, bozma

2. Herhangi bir hükmün geçersiz olduğunu gerekçeleri ile göstererek çürütme


Lisan : Arapça ibṭāl

Telaffuz : ipta:li

iptal etmek
Anlamı:

1. kullanıştan kaldırmak

2. bozmak

3. hükümsüz bırakmak, çürütmek


ipten almak
Anlamı:

1. idamdan kurtarmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , zor bir durumdan kurtarmak


Ön Takı : (birini)

ipten kazıktan kurtulmuş
Anlamı:

1. her türlü kötülüğü yapacak yaradılışta olan (kimse)

Örnek:

1. İşte şimdi gördüğünüz gibi hırsızların, esrarkeşlerin, ipten kazıktan kurtulmuş, gözü kanlı canilerin arasında çilemi dolduruyorum.

1. İşte şimdi gördüğünüz gibi hırsızların, esrarkeşlerin, ipten kazıktan kurtulmuş, gözü kanlı canilerin arasında çilemi dolduruyorum.


ipten kuşak kuşanmak
Anlamı:

1. yoksul düşmek


iptida
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Başlangıç

2. Bir işe başlama

3. zarf , zarf , zarf , zarf , (i'ptida:) Önceleri, en önce, ilk önce

Örnek:

1. İnanmayarak başladığımız sözlere iptida kendimiz inanırız ve o hisleri içimizde duyarız.

1. İnanmayarak başladığımız sözlere iptida kendimiz inanırız ve o hisleri içimizde duyarız.


Lisan : Arapça ibtidāʾ

Telaffuz : iptida:

iptidai

İlgili Kelimeler:

iptidai mektep

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , İlkel

Örnek:

1. Kontrol altına alınmayan kalabalık içinde, yaşlı başlı insanlar bile iptidai bir seviyeye inerler.

1. Kontrol altına alınmayan kalabalık içinde, yaşlı başlı insanlar bile iptidai bir seviyeye inerler.

2. isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , İlkokul

Örnek:

1. Haşarı bir iptidai talebesinden akıllı uslu bir hafız çıkmıştı.

1. Haşarı bir iptidai talebesinden akıllı uslu bir hafız çıkmıştı.


Lisan : Arapça ibtidāʾī

Telaffuz : iptida:i:

iptidai mektep
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , eğitim bilimi , eğitim bilimi , İlkokul


iptidailik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İptidai olma durumu

Örnek:

1. Bu, bizim ahlak hakkındaki anlayışımızın iptidailiğindendir.

1. Bu, bizim ahlak hakkındaki anlayışımızın iptidailiğindendir.


iptidaları
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Önceleri

Örnek:

1. Doğrusu ben iptidaları anneme hak verirdim.

1. Doğrusu ben iptidaları anneme hak verirdim.


iptila
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Düşkünlük, tiryakilik

Örnek:

1. Süse ve mücevhere iptilasını anlatmak için yapılan mübalağalara inanmak lazım.

1. Süse ve mücevhere iptilasını anlatmak için yapılan mübalağalara inanmak lazım.


Lisan : Arapça ibtilāʾ

Telaffuz : iptila:, l ince okunur

iptizal
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bayağılaşma, ayağa düşme

2. Bir şeyi sürekli olarak kullanma


Lisan : Arapça ibtiẕāl

Telaffuz : iptiza:li

ipucu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare

Örnek:

1. Elimizde tek ipucu elbisesini diken terzi.

1. Elimizde tek ipucu elbisesini diken terzi.


ipucu vermek
Anlamı:

1. aranılan gerçeğe ulaştırabilecek şeyle ilgili, onu bulmaya yarayan bilgi vermek


Ir
Anlamı:

1. kimya , kimya , kimya , kimya , İridyum elementinin simgesi


ır
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 yır