ipekli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İpekten yapılmış veya içinde ipek bulunan (kumaş)

Örnek:

1. İpekli bir kumaş yırtar gibi suları yararak rıhtıma doğru geliyordu.

1. İpekli bir kumaş yırtar gibi suları yararak rıhtıma doğru geliyordu.

ipeksi

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İpeğe benzer, ipek gibi, ipeğimsi

Örnek:

1. Huyu da ipeksi saçları gibi yumuşacıktı.

1. Huyu da ipeksi saçları gibi yumuşacıktı.

ipham

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Belirsizlik, kapalılık

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Kapalılık

Lisan : Arapça ibhām

Telaffuz : ipha:mı

ipi (birinin) eline geçmek

Anlamı:

1. yönetimi başkasının eline geçmek, kontrolü başkasının elinde bulunmak

Örnek:

1. İpleri Topal Osman'ın eline geçince bir uysallaşır, bir uysallaşır kâfir!

1. İpleri Topal Osman'ın eline geçince bir uysallaşır, bir uysallaşır kâfir!

ipi çözmek

Anlamı:

1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , ilgisini kesmek

ipi çürük

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Güvenilmez (kimse)

ipi kırık

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Serseri, sorumsuz (kimse)

ipi kırmak

Anlamı:

1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , savuşup gitmek

ipi koparmak

Anlamı:

1. bağlı bulunduğu kuruluşla veya yakınlığı bulunan kişi ile ilişkisini kesmek

ipi sapı yok

Anlamı:

1. birbirini tutmaz, yersiz, anlamsız

ipil ipil

Anlamı:

1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Parlak bir ışıkla yanarak, bir sönüp bir parlayarak

ıpıl ıpıl

Anlamı:

1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Pırıl pırıl

Örnek:

1. Bu sabah bulutsuz, ıpıl ıpıl mavi bir gök vardı.

1. Bu sabah bulutsuz, ıpıl ıpıl mavi bir gök vardı.

ipildeme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İpildemek işi

ipildemek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Parlak bir ışıkla yanmak, bir sönüp bir parlamak

ipileme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İpilemek işi

ipilemek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Az ışıkla yanmak

Örnek:

1. Memidik başını kaldırınca çelikten ışık ağı bir anda silindi, onun yerini göz kamaştıran, ipileyen bir sarı sıcak aldı.

1. Memidik başını kaldırınca çelikten ışık ağı bir anda silindi, onun yerini göz kamaştıran, ipileyen bir sarı sıcak aldı.

ipilti

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Hafif esinti

ipin ucunu kaçırmak

Anlamı:

1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , yönetimde veya bir şeyi kullanmada gereken ölçüyü yitirmek

Örnek:

1. Bu kadar çalıştığım hâlde, ölçülerim pek mi aykırıdır nedir, yine ipin ucunu kaçırıveririm.

1. Bu kadar çalıştığım hâlde, ölçülerim pek mi aykırıdır nedir, yine ipin ucunu kaçırıveririm.

ipince

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok ince, incecik

Örnek:

1. Yer yer tırtıklanmış, ipince çapkın bıyıkları vardı.

1. Yer yer tırtıklanmış, ipince çapkın bıyıkları vardı.

Telaffuz : i'pince

ipini çekmek

Anlamı:

1. birini ölçülü davranmaya zorlamak

ipini kırmak

Anlamı:

1. azmak, ele avuca sığmaz bir durum almak

ipini koparmak

Anlamı:

1. başıboş kalmak

ıpıslak

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok ıslak, her yanı ıslak

Örnek:

1. Bütün bedeni terden suya batıp çıkmış gibi ıpıslak olmuştu.

1. Bütün bedeni terden suya batıp çıkmış gibi ıpıslak olmuştu.

Telaffuz : ı'pıslak

ıpıssız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok ıssız, ıssız

Örnek:

1. Tepenin ardı ıpıssızdı.

1. Tepenin ardı ıpıssızdı.

Telaffuz : ı'pıssız

ıpıssızlık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ipıssız olma durumu