Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
imge
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal, hülya

2. Genel görünüş, izlenim, imaj

Örnek:

1. Efsanevi asi kız imgesine, bu imgenin kararlı ödünsüzlüğüne kavuşabilirdi.

1. Efsanevi asi kız imgesine, bu imgenin kararlı ödünsüzlüğüne kavuşabilirdi.

3. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Duyu organlarının dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri, hayal, imaj

4. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Duyularla algılanan, bir uyaran söz konusu olmaksızın bilinçte beliren nesne ve olaylar, hayal, imaj


imgeci
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İmgeyi öne alan, imgeye önem veren (kimse, düşünce vb.)


imgecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İmgeci olma durumu


imgelem
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Hayal dünyası, imajinasyon

Örnek:

1. İmgelemimde bir sahne uyduruyorum. Deniz kenarında oturuluyor.

1. İmgelemimde bir sahne uyduruyorum. Deniz kenarında oturuluyor.


imgeleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İmgelemek işi, tahayyül


imgelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin imgesini zihinde canlandırmak, hayal etmek


imgelenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İmgelenmek işi


imgelenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İmgeleme işine konu olmak


imgeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İmgeye dayanan, imgesi olan


imgesel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İmge ile ilgili


imgesellik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İmgesel olma durumu


imha

İlgili Kelimeler:

imha ateşi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ortadan kaldırma, yok etme


Lisan : Arapça imḥāʾ

Telaffuz : imha:

imha ateşi
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Bir savaşta düşman ordusunu yok etmek amacıyla karadan, havadan ve denizden açılan ateş


imha etmek
Anlamı:

1. ortadan kaldırmak, yok etmek

Örnek:

1. En nihayet bin güçlükle ancak küçük parçalar hâlinde imha edilebilmiş.

1. En nihayet bin güçlükle ancak küçük parçalar hâlinde imha edilebilmiş.


imitasyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taklit


Lisan : Fransızca imitation

ımızganma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Imızganmak işi


ımızganmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Uyku ile uyanıklık arası bir durumda bulunmak, uyuklamak

2. Kararıp söner gibi olmak


imkân
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yararlanılan uygun şart veya durum, olanak

Örnek:

1. Bunu bizden gizlemelerinin imkânı var mıdır?

1. Bunu bizden gizlemelerinin imkânı var mıdır?


Lisan : Arapça imkān

Telaffuz : imkâ:nı

imkân vermek
Anlamı:

1. bir işin olmasına elverişli ortamı hazırlamak

Örnek:

1. Nasıl boş bulunup o gazeteci kızın resmini çekmesine imkân verdi?

1. Nasıl boş bulunup o gazeteci kızın resmini çekmesine imkân verdi?


imkânı yok
Anlamı:

1. olma ihtimali bulunmayan

Örnek:

1. İmkânı yok gözlerine bakılamıyordu.

1. İmkânı yok gözlerine bakılamıyordu.


imkânsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Olma ihtimali bulunmayan, olanaksız

Örnek:

1. Böyle gölgede kalan havuzlarda balıkların çoğalması imkânsızdır.

1. Böyle gölgede kalan havuzlarda balıkların çoğalması imkânsızdır.


imkânsızca
Anlamı:

1. İmkânsız bir biçimde


Telaffuz : imkânsı'zca

imkânsızlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İmkânsızlaşmak durumu


imkânsızlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İmkânsız bir duruma gelmek, olanaksızlaşmak


imkânsızlaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İmkânsızlaştırmak işi